BAŞLIĞINI SİZ KOYUN …
Soğuk ve sessiz bir oda pencereler içeriden sürgülenmiş ışık yok içeride hiç olmasın diye sürgülenmiş pencereler pas tutmuş ve karanlık … İçeride odanın ortasında pencerelerin kenarlarından süzen ay ışığı odanın ortasındaki bir kül üzerine düşmüş. Sanki bilerek isteyerek kapatılmış her yer karanlık ve karanlığın getirdiği yalnızlığa hapsolmuş bir oda . Bir zamanlar sanki burda büyük bir ateş varmışcasına yakmış kavurmuş ortalığı sonra ? Sonra kala kalmış bir parça kül ve soğuk. İçeride kimsecikler yok sanki hiç olmamış gibi hiç olmasın gibi karartılmış. Bir gün belki birsi pencereleri gelirde açar içeriyi aydınlatır diye içeriden kilitlenmiş sürgüler artık işgözmez olmuş nem ve pas kemikleşmiş bir kilit misali sarmış her tarafı yalnızlık.
Nedir nedir bu yalnızlık nedir bu sessizlik nedir bu karanlık ?
Karanlığa kendini hapsetmiş İnsanın o çağlar boyu varmaya çalıştığı gerçek yok artık sözü bile edilmiyor. Eskimiş duvarlar nem tutmuş karanlık Oda ne bir birisi var orada kaskatı kesilmiş yanaklarından süzülenler donmuş tirtir titreyen elleri mosmor çömelmiş bir köşede hıçkırıkları kesilmiş bir süre sonra iki eliyle sımsıkı yüreğine sarılmış hiç bırakmamak için bir bir heykel gibi kaskatı kesilmiş donuk bir bakış sadece odanın ortasına ortasındaki bir parça küle … bir an bir an ellerinde kalmayan biten son nefer ve elleri bir anda boşalıyor avuçları kan dolu yüreğinden kopuveriyor.
Yüreğindeki derin kesik…
Yüreğindeki derin kesik içini sızlatıyor insanın artık ne güç ne heves ne umut hiçbir tutunacak dalı kalmamış hiçbir dayanağı yok kendinii hapsetmiş yıllara yalnızlığa .. Söz vermişti gönlünü açmayacağına sımsıkı tutuyordu fakat …. Bir Vefasız değmiş gamlı yaslı gönlüne değmiş… Onu ölümüne yalnızlığa mahkum etmiş burada..
İçeri giren umut… Kim O ? Neden Neden Ywalnızlığına kem vurmuş sessiz odaya ses getiren Kimdir ?
Ilık bir Yaz akşamı kapıyı araladı kapının gıcırtısı ve içeri süzülen günışığı karanlığı sessizliği odanın derinliklerine doğru itti. Sonra yaklaştı içerideki kaskatı kesilmiş adama sessizce eğildi avuçlarına dokundu. Sısıcak elleri o kaskatı kesilmiş adama güç versin diye neden diye sordu ? Işığıyla aydınlattı odayı sessizliği sessizliği atmak istedi ısıttı gönlündeki ateş onu güç vermek istiyordu ona bu gerçek miydi ? Yoksa bir hayal mi ? Beyninin aklının ona oynadığı bir oyun muydu bu ? Çekil git kaybol dedi kendi kendine sonra sıcaklığını hissetti hayır bu gerçekti gönlüne uzanan bu eller gerçekti bu ateş gerçekti. Gözlerinden süzülenleri sildi ilk önce ellerinden tuttu ve gönlüne güç verdi. Sordu nedir bu hal nedir bu sessizlik nedir bu keder ? Anlattı ona gönlündeki yarayı saatlerce tek tek tane tane bu derin yarayı merhametsizi onu yalnızlığa hapsedeni. Neden anlattığınıda bilmiyordu belki bilincini kaybetmesi belki yalnızlıktan korkması belkide yeter artık demesi. Bilmiyordu. Bildiği bir gerçek vardı oda artık yalnız olmadığıydı.
Günler geçiyordu geçsin kendine geliyordu yavaş yavaş fakat yalnızlığını bir yandan da ona tek dost olan yalnızlığını atmak istemiyordu bir kenara. Korkuyordu belkide gönlünü teslim alan bu kişiye biraz korku biraz yalnızlık birazda keder Bir sevdası vardı gönlüne gömmüştü derin bir yaranın tam ortasına tuz basmak istercesine kapanmasın istemişti o yara kapanmasın ki unutmasın unutmasın ki yine yara almasın yoksa kaldıramazdı yine bu acıyı…
FAKAT:
O bakışları içine işliyordu. Öyle işliyorduki içini ısıtıyordu. O gülümsemesi hele ki gülümsemesi gönlünü dolduruyordu. Yanında artık O vardı. Yalnızlığından çekip almıştı onu sanki derin bir kuyunun ortasından tutup çekmişti onu yukarıya. Kırmızı güller açmıştı gönlünün bahçesinde şu gönlünün şu gönlünün gamda yatan gönlüne gelmişti. Bir ay doğmuşdu gecesine uykusuz kalmış gecelerden uyan uyan diyordu yar sinemi sar beni diyordu ama açma yaramı diyordu. Yar uyan diyordu.. Nasıl edem ben diyordu kendisi…
TESLİM OLMUŞTU …
Gönlüne giren bu ateşe teslim olmuştu. Uzanan bu sımsıcak ellere kendini vermişti gönlündeki bu ateşe sevgisini yeniden hayata dönmüştü. Kederi bir kenara yalnızlığı bir kenara atmıştı kötü olan herşeyi artık unutmak istiyordu eski günleri umutla bakıyordu O’na teslim olmuştu bir kere ne istese ne söylese kabul ne söylerse kabul yeterki beni yalnız bırakma diyordu. Gönlünde saklıyordu o ateşi saklıyordu çünkü korkuyordu sönmesinden kimseye vermek istemiyordu onu ateşi onun olsun istiyordu sadece onu ısıtsız bir damlası ziyan olmasın istiyordu. Söylemiştim ya teslim olmuştu ona…
FAKAT ..!
Kolay değildi gönlündeki yaranın kapanması izleri hala taşıyordu yüreğinde. Eski alışkanlıklarını atamıyordu bir kenara öyle kötü günler geçirmiştiki soğuk sessiz odasında öyle sıkmıştıki gönlünü kalmıştı birkaç iz kalmıştı birkaç saçmasapan koruma iç güdüsü… Fakat gönlünü alan o YAR o yar bazen acıtıyordu yüreğini öylesine batıyorduki gözleri doluyor yapma diyordu fakat yar işte o yar belki istemeden belki isteyerek belkide denemek için nedeni ni bilmiyordu yapma diyordu içinden ağzından kelimeler çıkmıyor boğazında düğümleniyordu. Bazen onu nefessiz bırakıyor sanki sanki hiç nefes alamayacakmışcasına sıkıyordu düğümlenen düğümlenen o sözler. Bazende Yar ‘ın sözleri batıyordu gönlüne Yar bazen öyle sözler ediyorduki öyle tepkiler veriyordu ki yüreğini sıkması yetmiyor sanki sanki çekip giderim diyordu sanki sen kimsin diyordu ? Sana hayat veren benim diyor sonrada çekip giderim diyordu gönlünü alıp bir kenara fırlatacakmış gibi bakıyordu ona ..
SEN BİLİRSİN …
Sonra dönüp arkasına bakıyordu ya gönlüne bir yarada o açarsa ? Ya Çeker giderse ? Yalnızlığına o çok sevdiği aynı zamanda nefret ettiği YALNIZLIĞINA bırakırsa ?
Olsun yapsın isterse yüreğini parçalasın bir yarada o açsın bir kere ben YAR’a açmışım gönlümü teslim etmişim. Artık onundur. İsterse terk etsin Ben yine gönlümü alırım kapatırıp gönlümü pencereleri sürgülerim bir daha hiç açılmasın diye içeriden. Artık artık belki başka kimse giremez di belki yıkardı bütün dünyayı yinede YAR ‘ a yinede YAR’a dokunamazdı. Sözleyemezdi kötü bir söz yinede ne yaparsa yapsın kelimeler düğümlenirdi boğazına Sen bilirsin dercesine bazen yüreğine batan bazen yüreğini kasan YAR a Sen ne istersen olsun diyordu. Yar ne kadar acı versede yüreğine YAR ne kadar canını acıtsada acıdan gözleri ıslansada yüreği kanla dolsada yinede YAR diyordu. Sonuna kadar yar
Bazen onunla gecenin karanlığı üzerine çöksede bakışları onu yaksada yüreğine batırsada tırnaklarını yinede YAR yanındaydı ya işte o yetiyordu.
Bazen onunla güneşin ışığında bile üşüse yeterki yar diyordu yar yanında ya o yetiyordu.
Bazen onunla o bakışlarıyla içine işlesede O korku yalnızlık korkusu. Gönlü yine O’nun ya o yetiyordu.
BAZEN DE ..!
Bazende içine dolan ışık karanlığa meydan okuyordu. Bir daha gelemeyecek onu saramayacaktı yalnızlık
Bazende içine gözlerinin içine bakan o muhteşem gözlerindeki o bakışlar onu dünyanın en tepesine güneşe en yakın yere hatta bazende …
Bazende içine içine işleyen o sevdası YAR’inin o Sevdası bu bendeki AŞK Değil bu nasıl aşk diyordu görmemişti bir benzerini.
Bazende içine yüreğinin derinliklerine işleyen o sevda ateşi YAR’ın o ateşi Onun kor ateşi herşeyi yakıp kül edeceğine onu yakıyor fakat kül etmiyordu yeniden hayata döndürüyordu.
YAR…
Gönlümdeki bu sevdayı uçsuz bucaksız gökyüzüne mi yazsam ?
Dünyanın tepesinde bir kar tanesi mi olsam yüreğine düşen ?
Bendeki bu ateş oy ben neyleyim bu ateş…
Söyle yar nere gidem ? Neyleyem ? Ne edem ?
Senle olmak işlemiş yüreğime
Sen orada ben burada ben yalnızlıkta ?
Sakın koyma beni uzaklarda…
Gönlümdeki bu sevdayı nere götüreyim ?
Bu bendeki sevgi değil bu bendeki sevda değil
Bu bendeki aşk ne onda ne bunda …
Öyle büyük bir aşk ki …
Koyma beni buralarda…
BRN SÇS GKY BBY BTEY…