Google Glass İncelemesi -2 #MerhabaGlass

Google Glass inceleme yazımın ikinci bölümü ile devam ediyorum. Google Glass üzerindeki beklentilerinizi fazla yükseltmeyin derim. Hani en azından şimdilik! İlerisi için müthiş hayaller kurabiliriz. Fakat beklentilerinizi yüksek tutup, sonra hayal kırıklığı yaşamanızı istemiyorum. Belki bu yazımda da beklentilerinizi birazcık yükseltebilirim…

Peki gelelim Google Glass’ın uygulamalarına?

Uygulama sayısı şuanda çok az. Henüz piyasaya girmedi. Elbette ki Google Glass için şimdiden yüzlerce uygulama yazılmış durumda. Fakat 20-30 kadar uygulama mevcut. Sırada bekleyen uygulamalar Google’ın inceleyip, onaylanmasını bekliyor. Satışa sunulduğu zaman bu rakamın katlanarak artacağını düşünüyorum.

Bir de unutmadan söylemek istediğim bir şey var. Google Glass’ın kendine özel bir marketi var. Yani Android Marketten yani Google Play’den bağımsız olarak bir market kurulmuş.

Google Glass, bir prototip olduğundan şu an çok fazla işlev sunmuyor. Twitter üzerinde ve Google Plus üzerinde fotoğraf paylaşımı gibi bazı uygulamaları var. Facebook ve Twitter gibi birkaç uygulamanın da yolda olduğu söyleniyor. Yazımın başında da söylediğim gibi Google Glass şimdilik işe yarar bir cihaz ve ilerisi için, özelikle de giyilebilir teknolojiler için müthiş bir potansiyeli olduğunun sinyallerini veriyor.

İşletim sistemindeki uygulamalar arasında geçiş yapmak için touchpad‘i kullanıyorsunuz. Eğer 20 tane uygulama kurduysanız, touchpad yüzeyini parmaklarınızla sürekli olarak kaydırmanız gerekmekte. Yani marketten kurduğunuz bir uygulamayı açmak için tek tek touchpad üzerinden geçiş yapmanız gerekiyor. Gerekirse 20 defa…

Google Glass’ın sesli komut işlevi bu konuda mükemmel işliyor. Fakat uygulamalar için geçerli değil. Sadece kendi komutları olan “Take a picture”, “Record a video” gibi komutlarında geçerli oluyor.

      

Google Glass, geleceğin bize ilk sinyallerini veren bir teknoloji, belki Google Glass’ı kullananlar veya deneyimleyenlerin aklına birçok fikir gelebilir.

Benim ilk Google Glass deneyimimde aklıma gelen şey, “Black Mirror” dizisi serilerindeki “The Entire History Of You” bölümü oldu.

İnsanların kafalarına, dizide bir çip yerleştiriyorlar. Her yaşadıkları anı bu çip kayıt ediyor ve istedikleri zaman ellerindeki bir kumanda sayesinde geçmişe dönüp, aynı anı tekrar tekrar kafalarının içinde yaşayabiliyorlardı.

Artık bu teknoloji çok yakın!

Teknoloji her zaman hayal ederek bir adım daha öteye geçmiştir. Belki de Black Mirror’ün The Entire History Of You bölümündeki gibi yakın bir gelecekte Google Glass’ı kafamızın içine yerleştirebiliriz?

Google Glass yenilikçi bir teknoloji ancak standart bir kullanıcının hayatını ne derece değiştirebilir düşünmek lazım. Glass sayesinde spor, sanat, bilim, mühendislik, fotoğrafçılık, ameliyat ya da benzeri birçok sektörde müthiş gelişimler göreceğiz. Standart bir kullanıcıya neler katabileceğini ancak, Mayıs 2014 tarihinden sonra göreceğiz.

      

Düşünsenize, yemek yaparken Google Glass ile Youtube üzerinde yemeğin tarifi ve nasıl yapıldığını seyredebileceğiz. Araç sürerken, aracımız ile ilgili tüm bilgileri anında görebileceğiz. Lunaparkta hızlı trene bindiğimiz anı, daha sonra tekrar tekrar yaşayabileceğiz. Arkadaşımızla konuştuklarımızı kayıt edip, daha sonra sen bunu bunu demiştin diye yüzüne vuracağız?

Paraşütle atlarken ki heyecanınız, sokakta yürürken şahit olduğunuz bir kazayı anında görüntüleyebilir ve hatta merdivenden çıkarken mini etekli bir hatunu dikizleyebilirsiniz! Eller serbest ve bir kamerayı elimizle tutup, dur dur çekemiyorum bakayım derdine son!

Bu ve benzeri birçok şey, artık hayal değil Google Glass ile mümkün!

Google Glass, 2014’te herkesin kullanımına hazır olacak. Piyasaya sürüldüğünde birilerinin hayatını değiştireceği kesin, ancak hepimizin hayatını değiştirmesi biraz zor görünüyor. Özellikle de şuan ki prototip hali ile, benim gibi ileri düzeydeki teknoloji kullanıcılarının çok fazla bir değişiklik yaşayacağını düşünmüyorum.

Uygulamalar hakkında ufak bir bilgiyi altını çizerek söylemek istiyorum. Navigasyon özelliği gibi bazı özellikleri ülkemiz için açık değil! Google’ın yerelleştirme konusunda ne kadar önemli adımlar attığını iyi biliyoruz. Bence Google’ı Google yapan, bugüne kadar sürekli olarak yerelleştirmelere önem vermesidir.

      

Google Glass prototipindeki bu tarz kısıtlamaların da, bir süre sonra kaldırılıp, satışa sunulduktan sonra birçok ülkede aktif hale getirileceğini  düşünüyorum.

Glass insan kafasını rahatsız etmeyecek şekilde oturuyor ve ağırlığı 50 gram olduğu için hiç hissedilmiyor. Kullanımım sırasında tek dikkatimi çeken rahatsızlık, uzun süreli kullanımlarda, sağ kenardaki gövdenin biraz ısı yaydığı oldu. Çok fazla rahatsız etmese de, kenarından bir ısı hissetmek, bazılarının dikkatini dağıtabilir.

Ekranı!

Google Glass’ın en çok dikkat edilmesi gereken ve hassas davranılması gereken bölümü ekranı olarak karşımıza geliyor. Glass’ı defalarca yere atmamıza, kıvırmamıza rağmen hiçbir şey olmadı. Fakat görüntünün oluşturulduğu kristal için dikkatli olmanızı öneriyorum. Belki yere düşmelerde zarar görmüyor ama…

Yağmur en büyük düşmanı!

Kameranın kenarındaki kristale “reflective foil” deniliyor. Yani yansıtıcı folyo olarak adlandırılıyor. Bu bölüm kesinlikle suya veya neme karşı dayanıksız. Eğer Google Glass’ı yağmur altında da kullanmayı düşünüyorsanız hata yaparsınız!

Çünkü kristal yoğun nem ya da yağmur damlalarına maruz kalırsa, folyo zarar görmeye başlıyor. Folyo zarar gördükçe de görüntü zarar görüyor! Bu kristalin tamiri olmadığının da altını çizmek gerekli…

Aşağıdaki resme dikkatlice bakarsanız, kristalin yağmurdan ne kadar zarar gördüğünün ciddiyetini görebilirsiniz.

Eğer Glass suya maruz kalırsa folyo bozuluyor ve dolayısıyla ekranı göremiyorsunuz. Kısacası folyo suya karşı çok hassas! Kuruduktan sonra da düzelmiyor! Tamiri olmadığı için de yenisini almak gerekli! Satışa sunulmadan önce bu bölüm için iyileştirme, en azından yağmura karşı biraz daha dayanıklı bir yapıya sahip olması gerekiyor. Aksi takdirde birçok kişinin su ve nem yüzünden şikayetçi olacağını söyleyebilirim.

      

Kutusu?

Google Glass’ı ilk elime aldığımda bir gözlük gibi katlanma özelliği olmadığı dikkatimi çekti. Yani bir bütün halinde yapılmış. Esnek ve titanyum yapısı onu bayağı dayanıklı kılıyor. Fakat Google Glass’ı kullanmadığınız zaman yanınızda bir çanta dolaştırmak zorundasınız.  Katlanmadığı için bir gözlük kabına sığmayacak kadar çok yer kaplıyor.

Yedek pil de taşımak lazım!

İlk yazımda pil konusunda değinmiştim. Pil konusunda video ve fotoğraf çekmeyi düşünüyorsanız sıkıntı yaşayabilirsiniz. Çünkü video çekmek aşırı derecede pil tüketimine sebep oluyor. Bu yüzden yanınızda yedek bir pil ya da yedek şarj kutusu taşımak zorunda kalıyorsunuz. Chara’nın da yanında 16.000 mAh’lik bir yedek pil kutusu taşıdığını söylemeden geçemeyeceğim.

Chara, video çekiminin Google Glass için bir dezavantaj olduğunu söyledi. Şarjını çabuk bitirdiğini iletiyor ve bu konuda geliştirilmesi gerektiğini söylüyor.

En çok sorulan sorulardan biri de…

En çok sorulan sorulardan biri ise, Google Glass’ın numaralı gözlüklerle kullanılıp, kullanılamacağı oldu. Bu soruyu da Chara’ya sordum. Elbette kullanılacak fakat ilk satışa sunulan Google Glass üzerinde maalesef ki yok. İlerleyen zamanlarda Google numaralı gözlük kullanıcıları için de destek vereceği söyleniliyor.

Google Glass Drop Test

Google Glass’ın ne kadar dayanıklı olduğunu görmek için Chara’dan izin alıp, Google Glass’a bir drop test uyguladık. Hatta Chara’ya bu soruyu yönelttiğimde, hiç tereddüt etmeden gözlüğü çıkartıp yere attığını söylemeden edemeyeceğim.

Bel hizasından videomuzu çekmek için Kahraman Uğurlu arkadaşım 5-6 kere yere attı. Hiçbir şey olmadı. Gayet sağlam ve dayanıklı çıktı. Bunun yanı sıra, titanyum çerçeveyi de bol bol esnettik!

Google Glass sağlamlık konusunda bayağı iyi! Öyle kolay kolay zarar görecek bir yapısı (yağmur ve su hariç) da yok!  Aşağıdaki video üzerinde de ne kadar sağlam bir yapısı olduğunu gözler önüne sermek istedik.

Sanırım Google Glass’ın Türkiye’deki ilk Drop Testini Kahraman ile birlikte deneyimledik!

“Giyilebilir Teknoloji ile Yaşam!”

Belli ki 2014 yılında en çok konuşulacak konulardan biri giyilebilir teknolojiler ve hayatımıza kattıkları olacak. Giyilebilir teknoloji ürünleri arasında gösterilen akıllı saatler ve gözlükler de bize dokunmatik telefonların ilk çıktığı zaman ki gibi bir heyecan yaşatacak.

Elbette ki bu geçiş sürecine adapte olurken, bazılarımız bu teknolojilere hemen alışamayacak. Hatırlarsanız dokunmatik ekranlı telefonlar çıktığında insanlar sürekli fiziksel klavyeli telefonlara, özellikle de Black Berry’leri tercih ediyordular. Peki şuan? Şimdilerde hiç kimse fiziksel klavyeli bir akıllı telefon kullanmak istemiyor. Şimdilerde Black Berry’leri unutmaya başladık!

Google Glasss videoları için de; http://glassvideo.tv adresine göz gezdirebilirsiniz.

Devamı için birazcık bekleteceğim. Google Glass incelemelerimin 3. bölümünde görüşmek üzere…