Evet, son bölümle karşınızdayım! En son Avrupa Siber Suç Sözleşmesi’nden bahsediyorduk…
Okuduğum kadarı ile 39’u Avrupa Konseyi olmak üzere toplamda 43 ülke bu sözleşmeyi imzaladı.
Arnavutluk, Avusturya, Azerbaycan, Belçika, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Ermenistan, Hırvatistan, Kıbrıs Rum Kesimi, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Fransa, Almanya, Yunanistan, Macaristan, İzlanda, İrlanda, İtalya, Litvanya, Liechtenstein, Litvanya, Lüksemburg, Malta, Moldovya, Karadağ, Hollanda, Norveç, Portekiz, Romanya, Sırbistan, Slovakya, Slovenya, İspanya, İsveç, İsviçre, Makedonya, Ukrayna, Kanada, Japonya, Güney Afrika, Amerika ve İngiltere… şeklinde imzalayan ülkeleri görüyoruz.
Yalnız düne kadar Türkiye’nin resmi olarak tanımadığı Ermenistan ve Kıbrıs Rum Kesimi‘de bu sözleşmeyi imzalayan ülkeler arasında yer alıyor.
Düşünsenize Ermenistan bir Türk sitesi içindeki bir suç için bizden kişisel bilgi isteyecek? Peki ya Güney Kıbrıs?
Olaya uluslararası hukuk bir de tanıma – tanımama diplomasileri giriyor… Elbette ki Türk vatandaşlarının kişisel bilgilerini diğer ülkeler ile paylaşmaya da niyetimiz yok! (Biz zaten kendi kendimizi hack eder İnternet’te Youtube’a yükleriz) İngiltere bu şekilde anlaşmayı imzalamış durumda… Onların da bazı hassasiyetleri var. Kendi halkının kişisel bilgilerini diğer ülkelerle paylaşmak istemiyorlar. Yine de anlaşmaya özel şartlar ekleyerek imzaladılar. Bizde de benzer bir anlaşma yapılamaz mı?
Mevcut Kanunlarımız
Ülkemizde 5237 sayılı “Türk Ceza Kanunu”, 5651 sayılı “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun”, 5070 sayılı “Elektronik İmza Kanunu” gibi kanunlar ve ilgili yönetmeliklerle siber güvenlik hukuku altyapısının desteklendiği söyleyebiliriz. Fakat yalnızca destekleniyor. Günümüz ihtiyaçlarını ve gelişen teknolojiyi maalesef ki karşılayamıyor!
Bu konuda Gökhan Ahi gibi bilgili ve tecrübeli profesyonel avukatlarımız sürekli olarak bilgi veriyor, konferanslarda konuşuyor ve emek harcıyorlar!
Biz ne yapıyoruz?
Biz mevcut kanunlar eşliğinde Twitter üzerinden siber bir suç işleyen kişiyi bulmak ve cezalandırmak yerine, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını cezalandırıyoruz! Tüm dünya son dönemlerde popüler bir hale gelen ses kasetlerini dinlerken, biz Türk halkına ceza veriyoruz! Siz dinlemeyin tüm dünya dinlesin…
Eminim ki devlet de bu durumun farkında…
Fakat devlet tarafı olayı farklı bir yoldan çözmeye çalışıyor!
Hatırlarsanız uzun bir süre önce Sayın Binali Yıldırım “Google Vergi Ödemiyor” diye haykırıyordu. Evet, Google, Facebook ve Twitter gibi platformlara milyonlarca dolar para harcıyoruz.
Dijital ajanslarımız, markalarımız ve hatta kişisel olarak bu platformlara reklam veriyoruz… Devlet de bu milyonlarca doların vergisini istiyor…
Google ve Twitter gibi platformlar da arka kapıdan dolaşıyor. Ne yaptı Twitter? Geldi Türkiye’de bir reklam ajansı ile anlaştı. Reklam vermek isteyenler bu ajansa gidiyor. Ajans onlara fatura kesiyor, öbür taraftan parayı Twitter’a ödüyor…
Hani para dedik ya? Twitter bu kapatılmadan dolayı emin olun büyük para kaybetme riski ile karşılaştı…
Twitter’ın Türkiye’de erişime engellenmesi sonucunda ekonomik yönden bir riske girdiler. Kaç para kaybettiklerini bilemiyorum. Fakat şuan Twitter’da Türk kullanıcılarının değeri, borsada karşılığı olarak 30 milyon dolar civarında olduğu söyleniyor.
Yani Twitter kapatıldığı zaman sadece özgürlüklerimiz engellenmedi. İşin bir de ekonomik boyutu devreye girdi. Reklam veren firmalar reklamlarını durdurdu. Haber tüm dünyaya yayıldı. Başbakan rest çekti… Ardından da Twitter’ın 12 milyon civarındaki kullanıcısını (Twitter vatandaşı olarak benzetme yapıyorum. Sonuçta onlar da birer ülke oldular!) kaybetme riski ile karşı karşıya kaldılar.
Twitter ekonomisine göre, 30 milyon doların üzerinde bir bedel!
Borsada etkilendiler mi? Ne kadar bir düşüş yaşadılar? Sonra ne kadar toparlandı bilemiyorum… Bildiğim bir şey var! Başbakan onları para konusunda fena halde köşeye sıkıştırıyor!
Bence doğru bir yol değil, muhakkak Türkiye Cumhuriyeti olarak birçok ülke gibi biz de ortak bir nokta bularak, ulusal anlaşmalarla Twitter, Facebook, Google gibi platformlardan bilgi alabiliriz.
Sonuçta onlar diğer ülkelere bilgi vermiyor mu sanıyorsunuz? Sonuna kadar direniyorlar, anonimliği destekliyorlar! Fakat onların da bağlı oldukları sözleşmeler ve kanunlar var.
Bizim hatamız…
Bizim hatamız Twitter’ı, Facebook’u, Youtube’u, Google’ı uluslararası anlaşmalarla bağlamamak, Türk Halkı’na ceza vermek! Bizim asıl sorunumuz bu değil mi? Hata da bizde, ülke yöneticilerinde değil mi? Mahkemelere niye laf ediyoruz? Kadıncağızın çıplak fotoğrafları paylaşılmış o da dava açmış… Ona neden laf ediyoruz?
Düne kadar biri size küfür ettiğinde Twitter üzerinden “seni mahkemeye vereceğim” diye cevap vermiyor muyduk? Bir de bu durumu devlet tarafında düşünün?
Bu konuda daha çok yolumuz olduğunu düşünüyorum…
- Twitter ve Youtube Neden Bilgi Paylaşmıyor? -7
- Twitter ve Youtube Neden Bilgi Paylaşmıyor? -6
- Twitter ve Youtube Neden Bilgi Paylaşmıyor? -5
- Twitter ve Youtube Neden Bilgi Paylaşmıyor? -4
- Twitter ve Youtube Neden Bilgi Paylaşmıyor? -3
- Twitter ve Youtube Neden Bilgi Paylaşmıyor? -2
- Twitter ve Youtube Neden Bilgi Paylaşmıyor?