Gazeteciliği Dijitalleştirmek Gerekmiyor mu?

Medyamız, geleneksel haber kanallarımız, gazetelerimiz… Son birkaç yıldır tamamı, “dijitalleşmek” için büyük bir çaba sarf ediyor. Her gazetenin bir dijital mecrası olduğu gibi, basılı medyası olmayanların da dijital dünyada kendilerine yer ayırdığını, para, çaba ve emek sarf ettiklerini görüyoruz.

Dijital haber sayfalarına her geçen gün bir yenisi eklenirken, diğer bir yandan da Radikal gibi büyük bir mecranın tamamen dijitale kaydığına da şahit olmaya başladık!

Habercilikte Dijital Evrim?

Medya, hızla kendini dijital dünyaya adapte etmeye çalışırken, diğer bir yandan da daha önce bahsetmiş olduğum gibi saçma sapan, tıklama uğruna haber değeri olmayan yöntemler kullandıklarını görüyoruz.

Bir tık uğruna ya Rab! Ne haberler batıyor!

Hürriyet, Milliyet, Star, Sabah, Samanyolu, Yenişafak, TGRT, OdaTV…

Artık haberciliğin ve gazeteciliğin dijital dünyada arka plana atıldığını bir tek ben mi düşünüyorum?

Radikal kağıdı bıraktı, bırakmasına da… Hürriyet’in sosyali, Milliyet’in sitesi, Star’ın web galerilerine mi dönecek? Umarım olmaz derken çıplak hatun galerilerini görmeye başladık!

Bir tık uğruna dedik ya,

Bir tıklama uğruna haber değeri olmayan, saçma sapan, popo, göt göğüs resimleri ile, kedi videoları ile habercilik mi yapılıyor? Dijital habercilik aslında geleneksel medyaya alternatif olmak yerine, bir tık almak için biz okuyucularla oyun mu oynuyor?

T24 bile aynı haltı yemeye başladı!

Reklam sektörü kör olunca?

Reklam sektörünün önceki yazılarımda kör olduğunu, sadece ve sadece aldığınız ziyaretçi rakamlarına baktığını biliyoruz. Eğer 10 milyon ziyaretçi alıyorsanız reklam alırsınız. Hiç kimse de sormaz… Bu 10 milyon gerçek mi? Tekil mi? Doğru hedef kitle mi? Hayır, hiç de önemli değil, isterseniz çıplak hatun galerileri ile haber sitesini süsleyebilirsiniz. Çünkü ne kadar çok hit alıyorsanız o kadar reklam alıyorsunuz! Yani para kazanmanın yolu hatunları soyundurarak okuyucuya sunmaktan geçiyor!

Asıl suçlu bizleriz!

Bizler o hatun galerilerinde, bir popo, meme göreceğiz diye tıklamayı bırakmazsak onlar da bu yöntemi bırakmayacaktır. Çünkü reklam gelirleri tıklamalar arttıkça artıyor. Reklam gelirleri bizler o fotoğraf galerilerine baktıkça artıyor. Reklam gelirleri bu sayede artıyorsa…

Kimin umurunda ki gerçek habercilik?

Bizler tıklıyor, tıklattırıyor, paylaşıyor, ve seyrediyoruz. Onlar da Türkiye’nin en çok tık alan haber sitesiyiz diye kendilerini lanse ediyorlar.

Sonuç mu? Ne kadar çok çıplak hatun galerisi, o kadar çok ziyaretçi, o kadar çok reklam geliri, o kadar çok habercilik…

Etkileşim?

Facebook sayfaları da birbirinden güzel “Davut diyen kedi”, “çıplak hatunlar”, “spam başlıklar”, “konuşan köpek” videoları ile etkileşim yaratıyor. Bu şekilde basılı medyayı takip eden kullanıcıları kendi lehlerine mi çekebileceklerini sanıyorlar? Hayır, ancak reklam alabilecekler bunu da iyi biliyorlar…

Aslında dijital habercilik Facebook’ta “Davut diyen kediye”, Twitter’da “ilgi çeken başlıklara”, Web sayfalarında ise “Spam Seo” sayfalarına ve saçma sapan galerilere döndü!

Bakın biraz BCC’ye, Al Jazeera’ya, bakın biraz NY Times’a alın kıyaslayın Hürriyet, Star, OdaTV, Yeni Şafak ve diğerleri ile… Aradaki farkı fark etmek aslında hiç de zor değil…

Onlar basılı medyadaki kullanıcıları çoktan kendilerine çektiler. Onlar dijital dünyanın insanlarını yaptıkları gerçek haberciliğe bizlerin yorumlarını katarak, bütünleştiriyorlar. Kullanıcılar haberlerine yorum yapsınlar diye, diye yırtınıyorlar. Amma ve lakin, seks kokan galerilerle değil, gerçek haberi okutup, yorumlatmakla bütünleştiriyorlar.

Info grafikler, veriler, analizler, araştırmalar, kaynaklar görüyoruz BCC’de, Al Jazeera’da, NY Times’da… Yerelleşme, habercilik, gazetecilik görüyoruz bu ağlarda…

[sari]Ancak Türkiye’de bu yemiyor! Reklam şirketleri tıklamaya baktıkları için birer birer Türkiye’den çekilmeye hazırlanıyorlar![/sari]

Bizde mi?

Bizde saçma sapan başlıklarla siteye ziyaretçi çeken, çöp haber sitesi olma yolundaki saçma sapan haberler var. SEO adına yapılan saçmalık dolu sayfalar var… Onun hiç görmediğiniz fotoğrafları, plajdaki sevgilisinin bacakları, firikik görüntüleri var…  Oda TV gibi, Hürriyet gibi platformlarda ilgi çekmek ve tıklattırmak var reklam almak uğruna…

Hiç mi yok gerçek habercilik? Çok şükür T24, NTV, Manset.at gibi azda olsa birkaç isim sayabiliyorduk! Ancak onlar da bu yolun yolcusu olmaya başladı! Göt göstermeden para kazanamayacaklarını anlayınca okuyucularını azar azar göt, meme ve hatun bacaklarına alıştırıyorlar!

Ancak çoğunlukta haber adına haberciliği göremiyoruz. Gazeteciliği öldürdüklerini görüyoruz. Ziyaretçi çekme aldatma tekniklerini görüyoruz…

Eee doğal olarak Türk okuyucu da körleşiyor…

Ondan sonra birileri Türk halkına koyun diyor! Eeee Türkiye’nin Online Haber Platformu Hürriyet bunu yaparsa! Ne olur?

Koyun oluruz, galeri koyunları…

Yarın öbür gün, kalan basılı mecralar komple dijitale taşınırsa, editör kadrolarını boşaltırlar eminim, istihbarat servisleri İnci Sözlük’ün 14 yaşındaki fırlamaları olur eminim… İnci Capslarla süslerler manşetleri… Gazetecilerimiz, köşe yazarlarımız Hürriyet’in sosyalinde sıkışıp kalırlar…

Sonra da kalkıp isyan ederler ya! Türkiye halkına aptal derler ya! Onları koyunlaştıran, aptallaştıran siz değil misiniz? Onları habercilik adı altında sekse yönelten sizler değil misiniz? Kadınların çıplaklıklarını bu uğurda pazarlayan sizler değil misiniz?

Ben bir okurum!

Bir okur olarak gazeteyi, televizyonu bıraktım ve İnternet dünyasından haberleri okuyorum! Ben bir okur olarak Twitter’ı baz alıyorum! Ancak, güzelim ülkemin araştırmacı haber mecralarını baz alsam daha iyi olmaz mıydı?

Twitter yarın öbür gün buzlarsa, Facebook silerse ben sizlerin seks kokan galerilerinden mi öğreneceğim hayatı, gerçekleri, ülke gündemini? Yoksa Oda TV’nin başlıklarından mı?

Yok yok, ben Al Jazeera’dan öğreneceğim artık Türkiye gündemini…

Dijital medya çok önemli diyoruz, sosyal ağları çok önemsiyoruz, sonra da bloglara, forumlara koşuyoruz… Ancak onlar bizleri önemsemiyor. Onlar bizleri birer ördek gibi galerilerle avlıyor, saçma sapan seo teknikleri ile tuzak kuruyor, saçma sapan başlıkları ile çöp dolu haberleri yediriyor.

Dijital dünyada en önemli etkeni, etkileşimi “davut diye bağıran kedi” videoları ile sağlıyorlar. Asla haberin altındaki kullanıcı yorumları ile etkileşim sağlamadılar. Sağlamaya çalışmaya niyetleri de yok?

Ben bir okurum!

Hürriyet’in sosyali gibi zorlanmak, kalıplaştırılmak istemiyorum.

Ben bir okurum!

Kullanıcı olarak kendi isteğimle üye olmak, kişiselleştirilmiş haberlerle karşılanmak, aktif kullanıcı eğilimleri ile sayısal veriler içerisinde yer almak, ilgi alanıma göre reklam görmek istiyorum.

Ben bir okurum!

Seks kokan galerilerin bilgisayarımı açtığım zaman ekranın sağ bandında yer  almasını istemiyorum. Bir haber sitesine girdiğimde arkamdaki kişinin “porno siteye mi girdi lan o” demesini istemiyorum. Utanıyorum artık Türk haber sitelerini okumaya! Birileri görse “Lan Porno Siteye Bakıyor” derler!

Ben bir okurum!

Tıkladığım haberin seo çalışması ya da spam olması yerine gerçek haberle dolu olmasını istiyorum…

Ben bir okurum!

Bir habere yorum yaptığım zaman, işine gelmeyen editörün silmesi yerine yorumumu başkalarının da tartışmasını haberin altında geyik yerine araştırma ile cevap verilmesini istiyorum. İstiyoruz!

Gazeteciliğin dijital dünyaya geçişini bekliyorum!

Hamza, çok şey istiyorsun!

Sen git Al Jazeera, BBC oku! Artık Çarpık İngilizce’m ile, çeviri servislerine muhtaç olmaya devam edeceksin, reklam alamadıkları için Türkçe versiyonlarını kapatmaya başlıyorlar…

Türk dijital haber dünyası da gazeteciliği öldürüp, araştırmacı gazeteciliklerini bırakıp, halkı koyunlaştırmaya devam etsin…