Sosyal medya konusunda aslında en önde yürümesi gereken firmalar yani iletişim danışmanlığı ajansları ne yazık ki trene en son binen firmalar oldu. Hatta pek çoğu hala ne yapacağını bilmediği için trenin bulundukları istasyona gelmesini bekliyor. Bazı ajanslar iletişimin, sosyal medyanın merkezinde yer almasını ve tüm strateji ve çalışmaların bu merkez etrafında şekillenmesine inanıyor. Ancak bu inanç sadece düşüncede kaldığını gözlemliyoruz. Peki merkeze yerleşecek bu iletişim stratejisini oluşturması gereken iletişim ajansları sosyal medya konusunda neler yapıyorlar veya yapmalılar?
İletişim Sektörü
Bu konuda sektörde farklı yöntemler uygulandığını görüyoruz. Bazı önemli ajanslar sosyal medyayı ayrı bir iş olarak görüp kendi sosyal medya departmanlarını veya şirketlerini kurarak mevcut müşterilerine hizmet vermeye devam ediyor. Bu yaklaşım temelde iyi gibi gözükse de ülkemizdeki iş kültürü duvarına tosluyor çoğu zaman. Müşterilere aldığınız hizmeti genişletelim dediğinizde hepsi hayhay diyor ama o genişletilecek hizmet için X lira daha para istiyoruz derseniz müşteri “ne var canım onu da yapıverin, elinize mi yapışır, size zaten bir sürü para veriyoruz” diye cevaplıyor geliyor. Böyle bir durumda da ajanslar, eldeki müşteriyi kaçırmamak adına genelde aslında almaları gereken rakamın çok altına bir rakama razı olmak durumunda kalıyor…
Aslında markalar bu bakış açısı ile PR yaptırdıkları ajanslara Sosyal Medya iletişimini de bedavadan sağlamayı amaçlıyor. Nedense bu amaçla başlayıp daha sonra sosyal medya ajanslarına eşek yükü ile para ödediklerine de şahit oluyoruz.
Bazı ajanslar ise sosyal medya için bu konuda biraz tecrübesi olan bir iki kişiyi ekiplerine katarak ihtiyaca karşılık vermeye çalışıyorlar. Hem ekibe kattıkları kişilerin iletişim kavramına bakışlarındaki farklılık hem de genel yaklaşım farklılıkları nedeniyle bu tip girişimler de çoğunlukla başarısız oluyor. Üstelik bu tip yöntemlerde sosyal medya iletişimi müşterilerin Facebook ve Twitter hesaplarını yönetmenin ötesine gidemiyor günün sonunda… İletişimi doğru bir şekilde konumlandırmak, stratejiler, uygulamalar üretmek zor olmasa da yetkin çalışanlar tarafından yapılması gerekiyor.
İletişim sektöründeki en yaygın yaklaşım düne kadar sosyal medyayı yok saymak yönündeydi. Sektörün büyük kısmı sosyal medya diye bir şey var ama bizim alanımıza girmiyor diyorlar ve meydanı tamamen sosyal medya ajanslarına bırakıyorlar… Ondan sonra da “iletişim bu değil…”
Aslen iletişim ajansları ve sosyal medya ajansları birlikte çalışmalı ki ortaya müşteri açısından verimli sonuçlar çıkabilsin. Bunun örneklerini geçmişte gördük, günümüzde ise daha sık görmeye başladık. Tabi bu iki firmayı yan yana getirin olsun demek kadar kolay değil…
Öncelikle sosyal medya ajansının temel düzeyde de olsa iletişim bilimlerinden anlaması, sosyal medya çalışmalarında iletişimi temel yapı taşı olarak görmesi, iletişimin çerçevesinin ve stratejisinin iletişim ajansları tarafından çizilmesi gerektiğine inanması ve iletişim ajanslarıyla çalışmaya yatkın bir kurum kültürü geliştirmesi lazım. Sosyal medya stratejileri ise sonrasında markanın iletişim ajansı tarafından geliştirilen iletişim stratejisine paralel olarak geliştirilmeli.
Diğer tarafta iletişim ajansları da sosyal medya konusunda temel düzeyde kendilerini geliştirmek, sosyal medyayı da bir iletişim kanalı olarak kabul etmek zorunda. Temel stratejiyi iletişim ajansı koymalı, detayları ise sosyal medya ajansı oluşturmalı ki herkes uzman olduğu işi yaparak marka için doğru bir çözüm üretilebilir.
Çünkü sosyal medya yepyeni bir şey değil, aynı bir zamanlar gazetenin, radyonun ve televizyonun da olduğu gibi iletişim için kullanılan yeni bir kanal. Bu kanalın diğer kanallardan farkı ise ulaştığınız kitlenin de bu kanalın bir parçası olduğu ve bu kitlenin fikirlerinin de bu yeni iletişim kanalında önemli bir yer ettiği gerçeği. Bu nedenle de bir sosyal medya ajansının ancak hizmet verdiği markaların iletişim ajansları ile yakın çalıştığında başarılı olacağına inanıyoruz.
Peki ülkemizdeki PR ajansları nasıl düşünüyor? Son 10 yıldır bunu tekrarlayıp bunu söylüyoruz. Halen daha Twitter kullanmayı bilmeyen ajanslar, halen daha Facebook hesabı yönetmemiş yeni mezun iletişimciler, halen daha retargetingi, dönüşüm optimizasyonunu, web teknolojilerini bilmeyen iletişim ajansı çalışanları… Kısacası son 10 yılda yeni sözler, yeni stratejiler görsek de iletişim adına sosyal medyanın ve dijital iletişimin pek de büyük bir adım atamadığını üzülerek izliyoruz. Bir de unutmamak gerekiyor. Bazıları için sosyal medya iletişimi Facebook ve Twitter’da yer almak… Oysa ki gençler Instagram’a kaçtı. Reklamlar mobile kayıyor… Üstelik yarın öbür gün yepyeni iletişim teknolojileri dijital dünyanın kapılarını tüketicilere çok daha fazla açacak. Peki PR ajanslarımız nerede? Benim bildiğim iletişim kaç kanalı olursa olsun PR firmalarının işi olması gerekmiyor muydu? Aman dikkat artık yapay zeka ve makine öğrenmesi geliyor. Geç kalmadınız mı?
Çok yararlı bir yazı olmuş teşekkürşler