Evet, market poşetlerinin ücretli olmasından bahsediyorum. Malumunuz birçok kez sosyal medyada ve gazete haberlerinde gördük, okuduk… Üstüne üstlük televizyonlarda ve radyolarda da defalarca bu konunun üstüne düşüldü.
Haberleri okuyunca veya seyredince poşetlerin paralı olma sebebinin çevreye duyarlılık ve çöplük haline gelen dünyamızı korumak için olduğu söylenildi.
Ancak asıl sebebinden hiç bahsetmediler!
Biz de kafamıza göre yorumladık arkadaş… Yorumladık da biraz abartmadık mı? Abartırken de hiç düşünmedik mi bunun asıl nedeni nedir diye? Öncelikle bunun asıl nedenine at gözlüğü ile bakmak lazım!
Kimileri bunu alıp, BİM, A101, ŞOK ve benzeri marketlerin gelir kapısı gibi karşımıza çıkarttı üstüne üstlük bir güzel algımızla oynadılar! Ne demişlerdi hatırlıyor musunuz?
25 kuruştan günde 1.000 poşet satsa = 250₺
250₺ x 30 Gün x 12 Ay falan = 7.500₺ kazanacaklar!7.500 x 1.000 marketi olsa… 7.500.000₺ kazanacaklar!
Bu bir soygundur, isyan edelim… BİM, A101, ŞOK gibi marketlerin kasalarını dolduracaklar! Bi yürü git! Manyak… Milleti galyana getirmenin alemi yok… Bu para devletin kasasına gidecek, tek kuruş onların cebine girmeyecek dedik…
Anlatamadık…
Sonra bazı ileri zekalı arkadaşlar çıkıp yahu üzerinde marka yazan poşete niye para veriyoruz ve adamların beleşten reklamlarını yapıyoruz? Yahu şu sözü ederken insanın aklı hiç mi çalışmaz?
Üstünde giydiğin ayakkabıda marka yazıyor. Şortunda, kotunda, tişörtünde kocaman marka yazıyor, montunda, eldiveninde, gözlüğünde ve arabanda kocaman marka yazıyor… Sen bunları beleşe mi alıyorsun? Beleşe bir Audi A4 veren varsa söyle gidip alayım, ben fakirim bana Audi A4’ü beleşe vermiyorlar. Para verip alıyorum, üstündeki kocaman Audi logosunu da sökmeyi düşünmemiştim hiç…
Bunları alırken para verdin gık demedin de, market sana 25 kuruştan kıytırık bir poşet verdi de üstünde yazan BIM markasına mı bozuldun? Ne kadar zeki bir arkadaşsın sen?
Ardından daha başka “ileri zeka” bazı arkadaşlar ortaya çıktı. Ne demiştiler? Hatırlıyor musunuz? -ki halen daha söylemeye devam ediyorlar!
25 kuruştan 1 poşete ücret alıp, çevreyi koruyacağına… 1 poşet getirene 25 kuruş verseler ortada poşet kalmaz çevreyi de bir güzel korumuş olursunuz!
Bi yürü git! Devletin amacı ayakta kalmaktır, kendi kendini batırmak değil! Zaten ekonomi ortada, her gün yeni zamlarla uyanıyoruz, zamlar üç kuruş geri çekiliyor; üç gün sonra üç yüz kuruş yeni zam geliyor. Arkadaşım madem yukarıdaki gibi hesaplama yapıyordun, gel tekrar hesaplayalım…
1 poşet getirene 25 kuruş verelim!
Ülke genelinde her gün 1.000.000 poşet toplansa? Hatta fazlası toplanır emin ol!
1.000.000₺ x 25 kuruş = 250.000₺ geri ödeme yapılır.
250.000₺ x 30 gün = 7.500.000₺ her ay devletin marketlere geri ödeme yapması gerekir!
Bu süper fikri bulan arkadaşa sorarım bu kadar ekonomik kriz arasında bu süper fikri bulurken, “-ki ana fikri doğru ve haklı ortada çöp kalmaz” devletin bu kadar kaynağı bulması ve ekonomik krizden kurtulması, zam yapmaması için de süper fikirler bulsaydın iyi olurdu… Bu kadar geri ödeme yaparsa emin ol, 25 kuruştan her yıl ödeyeceği 100 milyon ₺ için de ek zam yaparak, senden 250TL olarak geri alırdı. Sonuçta olan yine bize olacak değil mi? Devlet bunun acısını bizden çıkartmıyor mu?
Peki devletin poşet başına 25 kuruş almasının gerçek amacı nedir?
Elbette ki Avrupa Birliği Uyum Yasaları! Cevabı bu kadar basit, devletin aslında çevreyi korumak için aldığı bir karar değil. Bu tamamen Avrupa’nın bizi o çöküşe doğru giden Avrupa Birliğine girmemiz için şart koştuğu kanunlardan bir tanesidir. KVKK yasasında olduğu gibi, insan haklarında olduğu gibi, ehliyet ve pasaportlarda yapılan değişikliklerde olduğu gibi, havalimanlarındaki standartlarda olduğu gibi… Ülkemize bu birliğe girmemiz için yapmamız gereken uyum sürecindeki yasalardan bir tanesidir. Bu yasalardan bugüne kadar yüzlercesi hayata geçirildi. Poşetlerden para alınmasının nedeni marketlerin para kazanması ya da devletin para kazanması değildir.
Bakalım Avrupa Birliği Uyum Süreci poşet kanunu ne diyor?
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Avrupa Birliği (AB) mevzuatına uyum çalışmaları kapsamında hazırlanan Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği Resmi Gazete’de yayımlanmıştı.
Yeni yönetmeliğe göre plastik torbalar, mesafeli sözleşmelerle yapılan satışlar da dahil olmak üzere satış noktalarında tüketiciye ücretsiz temin edilemeyecek ve ücretsiz teminine imkan verecek herhangi bir promosyona veya kampanyaya dahil edilemeyecek. 15 mikron ila 50 mikron arası kalınlıkta olan plastik alışveriş poşetleri, market kasalarında tüketiciye ücretli olarak verilmeye başlanacak. Bu kalınlığın altında veya üstünde olan poşetler, eskiden olduğu gibi ücretsiz verilmeye devam edecek.
Avrupa diyor ki arkadaş ortalık plastik çöp yığınına dönüyor. Biz bu kanunları kendi ülkelerimizde çıkarttık. Yıllardır da uyguluyoruz. Poşet kullanımı ücretli olursa insanlar daha az poşet alıyor veya almıyor. Doğal olarak tüketim çılgınlığının önüne geçiyoruz. Siz ücretsiz dağıtırsanız ortalık bir noktadan sonra yaşanmaz bir hale gelip, poşet pisliğine gömüleceksiniz. Bizim birliğimize girmek istiyorsanız bizim gibi yaşam standartlarınızı artırmanız gerekiyor.
Yönetmelik çerçevesinde 15-50 mikron arasında kalınlıktaki torbaların ülke genelinde yıllık kişi başına kullanılan torba adedinin; 31 Aralık 2019’a kadar yüzde 90’ı, 31 Aralık 2025’den itibaren ise yüzde 40’ı aşmayacak şekilde kullanımının azaltılması yönünde çalışma yapılıyor.
Resmi Gazete’de yayınlanan kanuna göre poşetlerin en az 25 kuruştan satılması gerekiyor. Plastik poşetlerin ücretsiz olarak verilmesi durumunda, satan mekanın depo alanı hariç olmak üzere her bir metrekaresi için 10 TL idari para cezası verilecek. Geçtiğimiz aylardan beri Avrupa Birliği (AB) mevzuatına uyum çalışmaları kapsamında, poşetlere dair düzenlemenin tarihi geri çekileceği yönündeki haberler böylece resmiyete kavuşmuş oldu.
Dayanamadım yine isyan ettim arkadaş… Umarım ki devletimiz 25 kuruşta gösterdiği kararlılığı poşet üreticilerine %100 geri dönüşümlü poşet üretme zorunluluğu getirerek devam ettir.
Aynı zamanda bu poşet tüketiminin sadece markette taşıma amaçlı olmadığını terlikten, gıda sektörüne, bilgisayardan, sağlık sektörüne kadar her yerde bu kuralın uygulanması da gerekir.
Unutmadan! Bu süreçte BIM veya benzeri bir market kese kağıdına geçerse malı da götürür arkadaş!
Kese kağıdı zaten en mantıklısı ama kağıt konusunda sıkıntı var. Ülke bu kadar kağıdı kaldıramaz. 🙂 fakat doğada direkt kaybolan bir şey olduğundan dolayı en güzeli olurdu.
Geri dönüşümlü poşet konusu ise muhakkak olmalı. Ama ancak tekel b0feler kullanıyor bunu içindekini örtsün diye. Market kullana ıyor ya da mağaza. Yine de ben umutluyum ambalajlar konusunda. Çoğu ürün ambalajı dikkat ederseniz direkt sentetükten çıkıp daha geridönüştürülebilir şekle geliyor. Torku yaptı mesela. Daha bir çok firma da var yapan. Kalan kısmı için ise kesinlikle haklısın. Yok şu kadar para kazanacaklar falan yalan.
Hocam şöyle bir fikir daha var sosyal medyada gezen….
Merak ettigim insanlar bu poşetlerle çöplerini atıyor poşetin asıl olayı bu,insanlar marketten poşet almazsa çöplerini nasil atacaklar? Çöp poşeti satin alacaklar. Adam elindeki çöpü eskiden marketten aldigi ücretsiz poşetlerle atıyordu,şimdi çöp poşeti satin alıp öyle atacak. Poşet kullanimi pek degisiklik göstermeyecek,peki o zaman bu uygulamanın doğaya katkısı nedir? İşin özeti marketten bedavaya alıp çöp poşeti yaptığın o poşeti market artık sana parayla satacak ve sen eskiden çöp poşetine ayda 5 lira verirken artık 20 lira vereceksin. Böylece doğada çözünmeyen 20 lira verdiğin kalın çöp poşeti, doğada çözünen bedava çöp poşetinden daha çevreci olacak öyle mi? Yersen
Doğru karar gördüğüm her yerde bu plastik poşetler var. doğa da , deniz de . çevre hızlı bir şekilde kirleniyor. Umarım beyinlerimiz de azıcık bu konuyu anlarda çevremize sahip çıkarız..
Aile içi bireylerde bile değişiklik var.
biri duyarlı iken başka bir aile bireyi duyarlı değil.
Okullara zorunlu olarak verilmeli bu çevre dersi.
Avrupa Birliği’ne giremez. Hangi politikayı uygularsa uygulasın giremez. Üstelik bu kadar mülteci varken ve ülkede kimlik almışken Avrupa Birliği’ne girmemiz daha da zor bir durum. Avrupa Birliği’ne girme çabasına ihtiyaç duyanlar utansın. Sen demiyorsun ki hükümetin tutumsuzluğun, Man Adaları, kriz varken 500 milyon dolara Uçan Saray alınması, üstelik Uçan sarayın 100 milyon dolara yeniletilmesi, lüks makam araçları alınması gibi konuları söylemiyorsun. Sen neyi savunuyorsun? Abi senin yazılarını takip ederdim; ama inan ki şu at gözlüğünü taktın ya helal olsun. Sanki milletin sorumsuzluğu sonucu kriz oluşmuş gibi bir algı oluştu söylemlerinden. Devleti de Millet yönetiyor zaten değil mi? Sen kesin oy vermeye de gidersin. Cumhuriyetin doğru düzgün yaşanmadığı bir ülkede, Cumhuriyet varmış gibi oy vermeye gidenlere anlam veremiyorum. Hele 24 Haziran’da çalınan oylar, Şanlıurfa’da öldürülen kişiler, seçime bulaşan kanlar varken oy vermenin mantığını gören kişilerde mantık göremiyorum. Ben poşet olayına bir şey demiyorum. Poşet olayını destekliyorum. Sen devletin sorumsuzluğu, tutumsuzluğu, yandaşlığı, dağıtması, çalması, hırsızlığını konuşmuyorsun, buradan millete laf söylüyorsun. Devletin kasasına girsin tabii ki, tamam ama devletin kasasını soyanlar da cebine atıyor. Hiç düşündün mü devletin kasası neden boşaldı? Türk milleti fakir, Suriyeliler zengin kalsın diye mi? Ülke yetkilileri rahatlarına göre harcasınlar diye mi? Görmüyorsun değil mi? Örtülü ödenekten en çok parayı kim almış devletin kasasından öğren onu? Kısaca hükümetin yaptığı hırsızlıkları yandaşlığı, paaraları savurup harcamaları, dağıtmaları, yurtdışı gezileri vesaire görmezden gel. Kapatılan fabrikaları, satılan arazileri ve böylece Ülkenin nasıl bu duruma geldiğini görmezden gelmeye devam et, sen de uyuyanlardansın anlaşılan. Daha yazacak çok şey var da işinize gelmez.
poşet gitti herşey tamam da bu ülkede naylon faslı bitermiki…o kadar mamül varki saymakla bitmez . çok daha köklü çözümler bulunması gerekiyor.nehirlere denizlere akıtılan kimyasal faktörlere çözüm arayalımki üç tarafı denizlerle çevrili sularımızda balıklar dolsunda birazda garibanlar sebelensin demiya ..
Ey zeki kardeşim. Günde 1.000 poşet satılır diyorsun ona göre hesap yapıyorsun toplamaya gelince 1.000.000 poşet toplanır diyorsun. Senin sözlerinle sana söyleyeyim. Bu yürü git be
Poşet olayını bir şova çevirip ülke gündemine oturttunuz,halktan gelen tepkiyecek bakarsak %70 başarılıyız da dediniz.halktan gelen tepki sizin dediğiniz tepki değil 25 krş tepkisidir.Evet kimse yaşadığı çevrenin düşmanı değil,geleceğimizin ve çocuklarımızın sağlıklı bir hayat yaşaması için temiz bir çevre,Peki 305 kayıt altında kayıt dışıyla beraber 500 imalat,fabrika ve 29,000 çalışan ve şuan da ilk etapta 14,000’i işten çıkarıldı,şu ekonomik dar Boğaz’dan geçerken kara kışın ortasında.Bu kadar işçiyi en az 4 kişilik aileyle çarparsan 56.000 insan yapar dilerim allahtan vebali boyunlarında kalır bu insanların.Dünya ülkeleri geri dönüşümde çığır atlamışken gaz enerji elektrik veya geri dönüşüm,bizim bakanımız çok büyük bir iş başarmışcasına Shov yapıyor,şuan da plastik poşet firmalarının bir çoğu batmış durumda yasadan dolayı ellerindeki makinalar hurdaya çıkmış durumda bir sürü insan işsiz bankaların avukatlarıyla uğraşmakta.neyse daha fazla uzatmaya gerek yok.kimsenin ahı kimsede kalmaz.
Bu uygulamayı doğru buluyorum; ancak bana yetersiz geliyor. Şöyle ki… Avrupa’da malum çöp poşetleri paralı, çevre için, ama çevreyi korumak adına adamlar geri dönüşüme ağırlık vermiş durumda. Mesela pet şişeleri asla cam atıklara atmıyorsun ya da kağıt atıkları bio atıklarla karıştırmıyorsun. Ve bunu adamlar evlerinde ayrıştırıyorlar. Bir kutuda en az iki tane farklı poşet oluyor ki evde ayrıştırma işlemi yapılsın. Aksi halde cezaya tabii tutuluyorsun. Bu uygulama, gerçek geri dönüşüm ve doğayı korumaya daha yakın gibi. Ayrıca emin değilim ama bizim marketlerde satılan battal boy, büyük boy poşetler orada ya çok ucuza satılıyor ya da belediye tarafından belli oranda parasız temin ediliyor. Bizde ise bu kalın, markalı satılan poşetler hiç de öyle ucuz değil. İnsanlarımız zaten ekonomik sıkıntı içerisindeler ki bundan yakınanlar da zengin kesimi değil.
Bunun yanı sıra 25 kuruşun 15’i devlete gidiyor deniliyor. Bu poşetleri devlet mi firmalara, marketlere yaptırıp dağıtıyor. Firma satın almıyor mu?Yani devletin mali yönden büyük zarar etmesi enteresan geldi. İnsanları irrite eden şey uygulama değil bence, uygulamanın samimiyetsiz ve kafalarındaki “acaba enayi yerine mi konuyorum?” sorusu. Biraz uzun bir yorum oldu, kusura bakmayın ama takip ettiğim bir sitesiniz 🙂
Ben anlamıyorum gerçekten. 2019 yılına kadar neden beklendi? Daha önceki yıllarda isra edilmiyor muydu poşetler? 😀
yalcingolayoglu.com/tasarruf-etmeli-miyiz/
Yapınca niye yaptı yapmayınca niye yapmadı olmuyor mu bu ? 🙂
Sekanın satıldığı, kağıdın ve ambalajın günden güne pahalılaştığı bu zamanda, günlük kullanımda kese kağıdına geçmek, fiyatları daha da arttırır 🙂
http://www.lojistikciningunlugu.com
Sevgili Hamza, yazın çok güzel olmuş gerçekten. Mevcut yazına Türkiye’nin en başta Avrupa olmak üzere birçok ülkenin atık madde çöplüğü olduğunu, yabancıların atık maddelerini ithal edip arıtmaktan kendi atık maddelerimizle artık uğraşacak ne vakit ne de tesis kalmadığını da ilave edersen konuya daha da zenginleşir. Teşekkürler & İyi Çalışmalar. arti49.com/turkiye-avrupanin-plastik-atik-deposu-oldu-1730995h.htm karsimahalle.org/2019/05/15/avrupanin-yeni-coplugu-turkiye-plastik-atiklarin-ithali