2020 yılında birbirleriyle iletişim kurabilen cihaz sayısı (M2M) 80 milyarı bulabilir. Frost & Sullivan’ın dünyayı değiştirecek 50 büyük mega trend çalışmasının bir parçası olan M2M( machine to machine) araştırması, telekomünikasyon pazarının büyük bir sıçramanın eşiğinde olduğunu, sürecin doğru yürütülmesi halinde 2020 yılında “birbirine bağlanabilen cihaz sistemi” penetrasyonunun yüzde 800 artış gösterebileceğini ortaya koyuyor.
Telekomunikasyon altyapısında yaşanan hızlı fiyat düşüşleri, aygıtlar arası bağlantı trendini geliştirecek en önemli faktörlerin başında geliyor. Cihazlar arası iletişim (M2M) yeni bir olgu olmasa da, mevcut gelişmeler bu trendin atağa geçmesine uygun bir ortam sunuyor. Nitekim günümüzde birçok ülke hem sabit hem de kablosuz olmak üzere her yerde bulunan geniş bant kapsamına sahip bulunuyor.
Yeni trendi yakın gelecek perspektifiyle inceleme altında alan dünyanın önde gelen araştırma ve danışmanlık kuruluşlarından Frost & Sullivan’ın Asya Pasifik Ortağı ve Yürütme Direktörü Manoj Menon’a göre, hem mobil hizmetlerin hem de mobil aygıtların fiyatlarının ciddi ölçüde düşmüş olması nedeniyle abone ve penetrasyon sayısında görülmemiş bir artış yaşanıyor. Çoğu pazarda mobil penetrasyonun yüzde 100’ü aştığını belirten Menon, tüketicilere daha çok mobilite sağlama temasıyla oluşturulan katma değerden yararlanılmaya başladığını vurguluyor.
Yüzde 800 oranında pazar penetrasyonu
Yeni trend açısından gelişmeleri değerlendiren Menon, önümüzdeki dönem açısından önemli bir paradigma değişiminin söz konusu olduğunu, artık yeni stratejinin insanlarin iletişimini saglamanın ötesinde, cihazlarin iletsimini saglamak oldugunu soyluyor. Menon, sürecin doğru yürütülmesi halinde 2020 yılında penetrasyon düzeyinin yüzde 800’e çıkması ve birbirleriyle iletisim kurabilen, disarıdan yonetilebilen cihaz sistemi içerisinde 80 milyar cihaz olmasının hayal olmayacağını vurguluyor. Nitekim Android ve iTunes gibi platformlarin varliginin milyonlarca yazilimcinin inovasyon kapasitelerini artırmaya yardımcı olacağı belirtiliyor.
Menon’a göre uygulamaları keşfetme görevi kullanıcılara devredilmiş durumda ve bu, gelişme ve inovasyon döngüsünün hızlandırılmasını saglayacak. Ağ tabanlı bir ortamda çalışan ve disarıdan kontrol edilebilen cihazlar tüketicilere kişiselleştirme imkanı sağlayacak. Tüketicilere yönelik elektronik ve iletisim endüstrilerin birbirleriyle işbirliğinden ise büyük firsatlar doğacak.
Mega trend büyüme sağlayacak
Yeni bağlantı sistemi son kullanıcı için tamamen saydam olacak. Ortaya çıkan yeni iş modelinin ilk işaretlerine örnek olarak, Amazon Kindle’ın kullanıcılar için küresel bağlantı ve tümüyle saydam nakil masrafları teklifinde görüldüğünü belirtiyor. Nakil masrafları, tüketicinin yanı sıra Amazon için de sistemin diger getirilerinin yaninda cok az kalıyor, dolayısıyla tüketiciden veri kullanımından ötürü ayrıca ücret talep edilmiyor.
Frost & Sullivan’ın gündeme getirdiği mega trend, aynı zamanda telekomünikasyon şirketleri, sistem entegratörleri ve girişimcilere hızlı büyüme imkanları sunuyor. Menon’a göre telekomünikasyon şirketleri, müşterilerinin söz konusu bağlantı sisteminde (M2M) yardımcı olarak, müşterilerinin nezdinde cözüm sağlayıcı olarak tek adres olma noktasında güçlü bir pozisyona sahip olacaklar. Telekomünikasyon şirketleri bunu mümkün kılmak için ya yeterliliklerini geliştirmek ya da iş danışmanlığı ve IT entegrasyonu becerilerine sahip firmalarla işbirliğine gitmek durumunda kalacaklar. Bu gelişme, çözüm sağlamak adına sistem ortaklarıyla çalışmak için sistem entegratörlerine yeni fırsatlar da sağlayacak.
Sektörlerin önünü açacak
Yeni cihazdan cihaza iletişim sistemi, gelecekte şirketlerin ürün ve hizmetlerinin kullanımı hakkında gerçek zamanlı bilgi toplamasına da imkan sağlayacak. Bu gelişme öncelikle ürünlerin kalitesini artıracak, yenilikleri çoğaltacak ve en önemlisi küresel kaynakların daha iyi şekilde kullanılmasına fırsat sağlayacak. Frost & Sullivan Yürütme Direktörü Menon’a göre kullanım trendleri hakkında kesin bilgiler mevcut olacağı için, iş modelleri, onceden satin alma modelinden “kullandikca öde” yöntemine geçecek. Örneğin sigorta şirketleri, günümüzde benimsedikleri herkese standart paket hizmetler yerine kişisel alışkanlıklara dayalı özel yıllık paketler sunabilecek.
Geleceğe yön veren mega trendlerin tanımlanmasının kurumlar açısından yaşamsal önem taşıdığını belirten Frost & Sullivan yetkilileri, şirketlerin bu sayede gelişimi, fırsatları ve tehditleri daha iyi kavramalarının mümkün olacağını, dünyanın hızla değişen koşullarına daha iyi cevap verme becerisini elde edeceklerinin altını çiziyorlar.