Telefonlarımız akıllanmaya başladı da acaba biz bunu görebiliyor muyuz? Maalesef ki göremiyoruz. Görmeyi bıraktım aldığımız cihazların birçok özelliğini kullanmadığımız da aşikar…
Artık telefonlar o kadar akıllandı ki, yolda giderken onlara sesli olarak en yakın çay dükkanını sorsak bize hemen tarif verebiliyorlar. Üstelik harita üzerinde navigasyon cihazından farksız…
_ 100 metre sonra sola dön
… şeklinde bizi yönlendirebiliyorlar. Günümüz dünyası teknoloji ile hem daha kolay, hem de daha karmaşık işlerin basite indirgenmiş bir hali ile karşımızda!
Sıkıntı bizlerin cahilliği!
Bugün sigara içmeye bahçeye çıktım. Yoldan geçen bir kişi bana “Dergiler Sokak Nerede?” şeklinde soru sordu. Hemen tarif ettim. Adam mutlu mesut yoluna gitti. Ardından 25-30 yaşlarında biri daha geldi. Aradan 5 dakika geçmemişti. Bir adres sormak istediğini söyledi.
Bir an dikkatim adamın elindeki telefona gitti. Samsung Galaxy S3 kullanıyordu. O teknoloji harikası cihaz elinde artist artist beklerken adres sorması ilgimi çekmişti.
Tamam itiraf ediyorum. Teknoloji merakım yüzünden Galaxy S3 dikkatimi çekmişti!
Neyse, dayanamadım sordum.
_ Elinizdeki telefon Samsung Galaxy S3 değil mi?
_ Evet
_ Peki İnternet bağlantınız var mı?
_ Evet
_ Peki şarjınız var mı?
_ Evet de ne alaka?
Adam uyuz olmuştu. “Sana ne lan benim telefonumdan” diyecek gibi oldu.
Hemen çayımı kenara koyup adamın yanına yürüdüm. Telefonu rica ettim. Sonra içerisinden Google Maps‘i açarak sorduğu adresi girdim.
Google Maps hemen navigasyonu gösterdi. Bulunduğumuz sokağın 3 sokak arka tarafında bir adres!..
_ Telefonu gösterip telefonunuzdaki yolu takip ederseniz sizi söylediğiniz sokağa götürecektir.
dedim. Önce biraz afalladı yalan değil! Neye uğradığını şaşırmış da olabilir. Hatta bu afallama sırasında biraz daha afallasın diye (ibnelik işte)…
_ Bu telefonun GPS özelliği var. Aynı zamanda harita özelliği de! Bulunduğunuz konumu bu nokta ile gösteriyor. Gideceğiniz sokak ise, mavi ile işaretli. Siz yürüdükçe bulunduğunuz nokta ekran üzerinde hareket edecektir.
Adamın sesi soluğu kesildi.
Hiç gıkını bile çıkaramadan yoluna devam etti. Bir an arkasını dönüp aval aval baktığını da hatırlıyorum. Aslında bir teşekkür etmek için tekrar döndüğünü tahmin ediyorum ama o şaşkınlık ona yetmişti. Bir daha da kimseye adres sormayacağına eminim…
Evet, aptal telefon devrini çoktan kapattık!
Artık akıllı telefonlar kullanıyoruz. Yüzlerce hatta binlerce lira verip aldığımız şu canavarların özelliklerini de kullanmayı öğrensek? En azından bu telefonların “Alo” demekten öteye bir dizüstü bilgisayar gibi çalıştığını düşünmeye başlasak iyi olur.
Bu cihazlar bir bilgisayar kadar iyi iş yapabiliyorlar. Sizlere etrafınızdaki dükkanlardan tutun da, hava durumuna kadar her şeyi sunabilme imkanına sahipler. Sadece onları kullanmak gerekiyor. Kullanmak için de çok akıllı olmanız gerekmiyor. Bu cihazlar hayatımızı kolaylaştıran, teknoloji harikaları!
Aksi takdirde elinizdeki cihazların APTAL değil, bizlerin cahil olduğu çok belli oluyor…
Bu olayı bende çok yaşıyorum. Çevremde iphone kullanan o kadar çok kişi var ki. Neredeyse hiçbiri kullanmayı bilmiyor.
Hayat işte ben biliyorum ama bende de iphone yok :/
geçen hafta onu konuşuyoduk 🙂
http://bit.ly/16fWxxq
Hamzacım,
Cebimdeki akıllı aletin her özelliğini kullanabildiğimi bu yazıdan sonra fark ettim ki, ben zaten bu cihazın özelliklerini kullanabimek için almıştım 🙂
Yeri geliyor modem olarak, yeri geliyor GPS olarak, yeri geliyor ofisteki arkadaşların bilgisayarlarına girip işleri halletmek için, yeri geliyor google’dan telefon numarası bakmak, yeri geliyor müzik dinlemek, yeri geliyor alolaşmak için ama sanıyorum ki en az kullandığım özellik “alo” özelliği.
Serdar Kuzuloğlu geçenlerde bir tweet attı, cep telefonu yerine mobil bir cihaz kullanmayabaşlayacağım gibisinden… Hepimiz o tarafa doğru gidiyoruz.
Ben hala eski kafalıyım desene,Nokia 1100’a talibiz hala. Bu devirde böyle adamlar kaldımı demeyin ben varım işte 🙂
Galaxy Gio’m GPS de sıkıntı yaşamasa keşke. Ben de haritayı adres yol bazında çok kullanıyorum gittiğim şehirlerde, telefonun hakkını veriyorum yani. Ama sırf “telefon” diye milyarlar verilmez yazık.
2,5 yılı aşkın süredir Galaxy Ace kullanıyorum ve herhalde cihazda kullanmadığım en ufak bir özellik kalmadı. Ancak cihazı alalı 2 yıl olduğunda bile sonradan keşfettiğim özellikleri oldu. Benim de en az kullandığım fonksiyon ise “ALO!” demek! Bu ucuz cihazla bile neler çalıştım,okudum,işledim,gönderdim ve hatta Ankarada,İstanbulda ve İzmirde hiç bilmediğim yerleri öğrenip gezdim.Telefonum ölene kadar de değiştirme niyetim yok. Akıllı telefon alıp da kullanamayanlara notum şu: Beyin bedava!
Benzeri bir durumu ben yaşadım, yine Galaxy S4’ü olan bir tanıdığım ümraniyede kaybolmuş.Görüşünce; dedim telefonunda google mapsdan bak.”-E sadece harita çıkıyor” dedi.Bence bendeki durum daha vahim.
Ben de ilk akıllı telefon olarak Samsung Omnia II (maalesef Windows Mobile idi) almıştım, telefonun yeteneklerini keşfetmeye çalışıyordum, ama o zamanlar GPS pek de anlık çalışamıyordu, yani sanki uydu ile bağlantı kurabilmesi birkaç dakika sürüyordu. Google Maps de o zamanlar internet üzerinden tam konum bulma konusunda henüz bugünkü kadar çok başarılı da değildi. Evden 300 metre uzaklıktaki marketten çıkınca telefonun yanında hediye olarak verilen navigasyon programını denedim. Tabii tam da tahmin ettiğim gibi telefonda hiçbir hareket yok, telefona kızıp gömlek cebime koydum ve 300 metre labirent gibi sokaklardan dolaşıp eve vardım. Tam sokağı sola doğru dönüp apartmanın bahçe kapısına yöneldim ki, sokak lambalarının da o zamanlarda yanmadığı ıssız gece karanlığında bir ses “SOLA DÖN VE YÜRÜ!” diye bağırdı, boş bulundum, ödüm koptu, nasıl korktuğumu anlatamam. Şaşkınlıktan navigasyon programını çalıştırdığımı anlayabilmem 15-20 saniye sürdü. Eve gelince bir bardak sıcak çay aklımı başıma getirdi. İşte benim de akıllı telefonla böylesine bir tanışma anım var.