İnternet dünyası her geçen gün yenileniyor, farklı teknolojilerle hayatımıza giriyor. Bu müthiş teknoloji dünyasını kullanmayı bir kenara bıraktım artık uzak kalmak bile imkansız bir hale geliyor. Dünya döndükçe zaman ilerledikçe artık hayatımızın ayrılamaz bir parçası olan ve tüm dünyamızı internet dünyası ile bütünleştirmemizi sağlayan bu teknoloji getirileri ile birlikte biz kullanıcılardan birçok şeyi de alıp götürebilmekte…
İnternet dünyası içerisindeki devler artık kendi sınırlarını çizmekteler. Google, Microsoft, Facebook, Yahoo derken yeni türeyen ve yükselişe geçen diğer firma ve platformlar… Google önceleri sadece bir arama motoru iken şimdilerde sosyal ağlara kadar birçok noktaya el atmış durumda. Facebook internet dünyasının lideri ve lokomotif görevini kendine görev edinmiş bir yandan da kullanıcılarına farklı deneyimler taddırmaya çalışıyor. Microsoft ise bunu zamanında çoğu kez yaptı…
Hiç dikkat ettiniz mi?
Herkes kendi sınırlarını çiziyor. Peki neden? Eğer bir sosyal ağ kurduysan ve bu sosyal ağ üzerinde herkes toplandı, kullanıyor ve memnun ise neden sınır çizersin ki? Bırak da kullanıcılar neyi kullanmak istiyorlarsa onunla yaşasın. Kullanıcılara sürekli birşeyler diretmek, onun sunduklarını kullanmayı sağlamak kullanıcıyı her zaman kısıtlamak demektir.
Mesela Facebook…
Artık kendi sınırlarını çizmeye başladı. Kendi arama motoru, kendi resim albümü, kendi platformları derken dikkat ederseniz sizi birşeylere zorlamaya başladılar. Tamam büyüksün çok iyisin fakat beni paylaşacağım şeyleri, kullanacağım platformları kategorize etme, seçeneklerimi kısıtlayıp beni kendine uygun platformlara zorunlu kılma…
Peki ya Google…
Google’ın son yıllarda sosyal ağların üzerine düştüğünü ve maalesef ki bu sektörde başarısız olduğunu birlikte gördük. E-mail’de süpersin, arama zaten senin işin, reklam sektöründe de iyisin bırak da sosyal ağ işini başkaları yapsın?
Dikkat ettim de herkes bir işle başlayarak diğer işlere de el atmaya kullanıcıyı kendi yarattığı dünyanın içerisinde tutmaya çalışıyor. Peki neden? Birçok sebebi olabilir. Benim üzerinde durmak istediğim nokta ise
Beni kategorize etmeyin..!
Sınır çizmeyin bana, beni şunu kullanacaksın diye zorlamayın, benim tercihlerimi sınırlamayın… Sosyal ağım Friendfeed’dir, e-mailim Google’dan, resimlerimi Flickr’a yüklerim, dosyalarım dropbox üzerindedir. Beni kategorize etmeyin…
Gördüğüm de tercübelerim de şunu gözlemledim. Eğer kullanıcılarınızı birşeylere zorlarsanız o zorladığınız işi çok daha güzel yapan birileri çıkar ve ne yaparsanız yapın kaybedersiniz. Bir platform içerisinde her şeyimi kullanmak zorunda mıyım? İllaki
Bu yüzden Google’ın sosyal ağ yapmasını istemiyorum ya…
Gerçi bir arkadaşımın çok güzel bir sözü var. “Google tuvalet kağıdı yapsa kullanırım.” Haklı evet Google tuvalet kağıdı yapsa kullanırım fakat pek fazla ömrü olmayabilir.
Bir platformda kullanacağım ya da ihtiyacım olan şeyleri yaparken illaki tek bir arama motoru kullanmak gibi bir şey. Tarayıcılar bile istediğiniz arama motorunu seçmenize olanak sağlıyor. Apple ise flash’ı yasaklıyor, kurallar koyuyor. Facebook benim platformumda reklam ver, benim platformumda oyun oyna, benim platformumda takıl diyor ardından bunu sevmedim yasak bunu kullan diyor.
Mesele kategorize edilmekte. Neden içinde bulunduğumuz uçsuz bucaksız internet dünyasında sınırlandırılıyoruz ki? Neden bu dünya bir düzene ve birkaç firmanın eline bırakılmak isteniyor ki?
Beni kategorize etmeyin… Beni sınırlandırmayın…
Yani kişisel blogum olsa inan bana aynısını yazmayı düşünüyordum, hislerime tercüman oldun sevgili TeaKolik, kalemine sağlık 🙂