Çay aşkı mı olur arkadaşım? Olur neden olmasın? Çay keyfi, çay dünyası, çay sefası, çay demi, çay efkarı, çay… Çayın her türlü keyfi, heyecanı mutluluğu olur kardeşim, çayla dertleşir, çayla keyifleniriz.
Belki bir rakı kafası değil! Belki bir kahve gibi adamı zıpkına çevirmez, (yedi dakika demlendikten sonra çevirmez) ancak çay tiryakisi adamın yeri geldiğinde keyfi, yeri geldiğinde isyanı, yeri geldiğinde de heyecanı veya bir dostu ile efkarı olur…
Gelin size bugün bu heyecanı yaşadığım bloglardan biri ile tanıştırayım…
Çay Aşkı!
Yazar, (uzun bir süredir tanıdığım bir kardeşim) çay aşkını aşağıdaki gibi tanımlamış, demiş ki…
Çay; benim dünyamdaki en elit, en arabesk, en geleneksel ve en yeni şey! Sürekli hayatımızın içine karışıp, varlığını sürdüren bir imza gibi! Cihangir’de, Van’da, İzmir’de ve Rize’de o var, “Gel bir çay koyayım ben, hem konuşuruz” daveti kadar sıcak, demlikten incecik cam bardaklara akarken etrafa yayılan yasemin kokusu kadar romantik, Sabah çayı kadar ‘günaydın’ , akşam çayı kadar yorgunluğa ‘dost’ Nasıl olur da sevilmez şimdi?
Çay içilecek o keyifli yerleri yazıyorum, çaya keyif katacak aksesuarları ve denediğim çayları yazıyorum bu yüzden!
Eğer siz de benim kadar aşıksanız çaya; bloguma, tanışmaya, çaya beklerim:)
Çay aşkı bu! Böyle bir şey…
Onu da içen değil, tiryakisi anlar. Öyle değil mi?
Çok mutlu ettin beni! Gerçek bir çaysever olduğunu yakından biliyorum… Nice güzel çaylar içelim birlikte!