Teknoloji geliştikçe, yaşamımıza da yansımaya devam ediyor. Bir yandan giyilebilir teknolojiler diğer bir yandan da bilgisayarlı eğitimin yeni hali…
Müthiş teknolojilerle tanıştığımız bu dijital dünyada, eğitim konusunda da teknolojiden faydalanmaya başladık. Bunun ilk örneklerinden biri olarak Fatih Projesini düşünebilirsiniz.
Yeni nesil artık iPad ile yatıp kalkıyor. Android ile Facebook’a giriyor. Twitter’da görüşlerini dile getiriyor derken, tabletlerle eğitim almaya da başladı.
Geçtiğimiz ay, Kadir Has Üniversitesi’nden İsmail Hakkı Polat hocamın dersine konuk olma şansı yakaladım. Hocam uzun zamandır öğrencilerine tabletlerle entegre edilmiş bir uygulama üzerinden, canlı yayınla dersler anlatıyor.
Mobil ders uygulaması olarak adı verilen bu projede öğrenciler evlerinden, kafelerden ya da iş yerlerinden uygulamaya dahil olarak eğitim alabiliyorlar.
Sınavlar artık tabletlerde…
Nerede olursanız olun, derse istediğiniz yerden katılabilir ve o anki dersi canlı olarak izleyebilirsiniz. Canlı yayın yapan yüksek çözünürlükteki kameralar sayesinde dersi istediğiniz yerden takip edebiliyorsunuz. Sınıfa ve okula gitmeden eğitiminizi mobil uygulama üzerinden eğitim alabiliyorsunuz.
Öğrencilerin performansları tabletler üzerindeki ileri düzeyde tasarlanan uygulamalar sayesinde ölçülebiliyor. Öğrenciler takip edilebiliyor. Hatta, sınav zamanında ya da ders anında tabletin karşısında olup olmadığını bile teknolojik olarak görebiliyorlar.
Kısacası kar tatili yakın bir zamanda tarihe karışabilir!
Düşünsenize kar yağdı dışarı çıkılamıyor. Okula gidemiyoruz ve okullar tatil oluyordu… Şimdi emin olun kar değil, kıyamet kopsa siz bu dersi kaçırmadan takip edebilirsiniz..
Gerçi biz Türkler işin bir kaçar yolunu buluruz yine de 🙂
Mobil ders kavramı aslında çok yeni, hele ki sınıftaki dersi canlı yayına alarak, mobil uygulamalar üzerinden öğrencilere sunmak gerçekten de zor bir iş… Gördüğüm kadarı ile İsmail Hakkı Polat hocam ve ekibi bu işin altından rahatlıkla kalkabiliyor!
Peki öğrenci kopya çekerse?
Belki, ilk olarak aklınıza gelecek olan soru “Öğrenci kopya çekerse?” olacaktır. Bırakın çeksin! Bir kere İsmail Hakkı Polat hocamın yapacağı sınav her ne kadar İnternet’e açık bir sistem olsa da, her ne kadar sizin başınızda bir öğretmen beklemiyor olsa bile… İnternet üzerinde o sorunun cevabını birkaç dakikada bularak yazmak öyle kolay iş değil…
Öğrenci ya Wikipedia’dan, forumlardan ya da bloglardan cevabı bulacak. Bunun için de Google yardımcı olacak… Peki hocalarımız Google’ı bilmiyor mu?
Emin olun, İsmail Hakkı Polat hocam ve bu sistemi kullanan diğer hocalar da Google’dan sizin erişebileceğiniz cevapları biliyor olacaklar!
Sadece bununla da kalmıyor. Aslında mobil ders kavramında, bırakın da öğrenciler kopya çeksin! Neden mi? Bence öğrenci birkaç dakika içerisinde sorulan sorunun cevabını bulmak için onlarca satır yazı okuyacaktır. O deneyim, gerçekten de mobil ders kavramı için yeterli bir deneyim olabilir…
Mesele kopya çekmeleri değil, mesele bu uygulama ile sınava girmeleri, İnternet’i kullanmaları, eğitim almaları ve teknolojiyi eğitimde kullanmaları… Bu yüzden elbette ki kopya çekmenin daha kolay olacağı bir ortamda sınavların hocalarımıza yük olacağını ya da haksız rekabete yol açacağını düşünmüyorum. Kopya çekecekse hepsi birden çekecek değil mi?
Derse katılımlar mobil uygulama üzerindeki kamera kullanımı, (öğrencinin ders sırasında uygulama üzerinden fotoğrafı çekiliyor. Aman ha! Üzerinize doğru düzgün bir şeyler giyin:) ) lokasyon tespiti, dersi takip edip etmediği, sosyal medya uyumluluğu ile ölçülebiliyor! Hatta ve hatta ileri teknolojiler kullanılarak derse katılımınızın uygulama üzerinde, ne kadar verimli olup olmadığını dahi ölçebilir. Öğrencinin uygulamayı kullanarak tepkileri, kullanım süreleri, paylaşımları ve cevapları izlenebiliyor.
Bu sayede aslında öğrenciye daha iyi eğitim verilmesi mümkün bir hale getirilmiş. Kullanılan yazılımlar ve algoritmalarla, öğrencinin uygulamasından gelen veriler analiz edilerek, öğrenci hakkında daha net sonuçlar elde edilebiliyor. Bu da başarının artmasını sağlamakta…
Öğrencinin başında bir öğretmen olmadan başarı düzeyini, ilgisini, katılımını, öğrenme oranlarını görebilmek bu uygulamalar ile mümkün bir hale geldi. Hatta başında bir öğretmen beklerken öğrencinin başarısını, öğrenme kabiliyetini teknoloji sayesinde uygulamalar üzerinden ölçmeniz daha kolay…
Teknolojinin müthiş bir hızla ilerlediği şu dönemlerde bırakın da insanlar sınıflara gitmeden online olarak derse katılabilsin değil mi?
Dahil olduğum derste bir kısım öğrenciler sınıfta dersi dinlerken, diğerleri de online olarak ellerinde tabletlerle evlerinden derse katıldılar.
Soru sorabilir, yorum yapabilir, dersteki verilere ve sunumlara ulaşabilirsiniz. Aslında uzaktan eğitim kavramının evrimleşerek daha etkili olduğu bir teknoloji birleşiminden bahsediyoruz. Uygulama üzerinde uzaktan eğitim…
Bugün dijital dünyanın, yeni medya ve uygulamalarla eğitime dönüştüğünü görüyoruz. Teknolojinin geldiği son noktada öğrencilere daha iyi eğitimler sunabiliyoruz…
Umarım diğer üniversitelerimiz de Kadir Has Üniversitesi’ni ve İsmail Hakkı Polat hocamı örnek alır ve üniversitelerde yeni bir devrime imza atarlar!
Eğitimde dijital dünya ve mobil devrimine…