Geçtiğimiz 10 yıl kuşku götürmez bir biçimde gösterdi ki, bağımsızlık daha önce birçoklarının düşündüğü gibi rekabet açısından bir dezavantaj değil, hatta bazı durumlarda önemli bir avantaj haline bile dönüşebiliyor. Geçtiğimiz 10 yılın sonlarına doğru en son kalan dev bağımsızlardan Fleishman-Hillard, Omnicom’un bir parçası haline geldiğinde, sektörde bir çok insan Edelman’ın arkasında derin cepli bir destek olmadan nasıl rekabete devam edebileceğini soruyordu. Cevap, şimdi ortaya çıktı ki, gayet de güzel edebilecekti. Edelman geçen 10 yılda rakiplerini performans açısından geride bıraktı ve bağımsızlığına rağmen değil, bağımsızlığı sayesinde.
Şimdilerde birçokları Edelman’ın daha düşük kar marjlarına çalışmasının, ona adil olmayan bir avantaj sağladığından şikayet ediyor. Hiç şüphe yok ki Wall Street yatırımcılarına değil de sadece yöneticilerine cevap vermekle yükümlü olan Edelman, büyük şirketler tarafından satın alınan rakiplerine oranla daha fazla esnekliğe sahip. Hatta, PR’ın gerekliliği konusunda çok daha agresif bir savunma yapabiliyor, zira reklam ajanslarıyla ortaklığa giren rakipleri reklamcılığın gereksiz olduğunu söyleyemiyorlar.
Bu yüzden reklam sektörünün gerilemesi devam ederken, reklam ajanslarıyla birlikte anılan PR ajansları için hayat daha da zorlaşacak. Ve reklam ajanslarıyla bağlar kuran PR firmaları bağımsızlıklarını geri kazanmaya çalışacak. Devamı; http://www.teakolik.com/onde-gelen-pr-firmalarinin-cogu-reklam-departmanlari-olusturacak-4
Kaynak: Paul A. Holmes CEO The Holmes Report
Not: Aras Zarakol tarafından çevrilmiştir.
Twitterdan buraya atladım.Üç yazıyıda okudum.Teşekkürler.Zamanımızı değerlendirmek ve anlamak adına iyi kaynaklar.
İlgiliz için ben teşekkür ederim.