Kurumsala Hazır İşletim Sistemi Yarışında BlackBerry ve Apple Önde Gidiyor. Endüstri analistleri ve Trend Micro tarafından değerlendirilen yeni araştırma hangi platformun iş ortamında kullanılabilecek kadar güvenli ve yönetilebilir olduğunu ortaya koydu.
Bulut tabanlı güvenlik yazılımı ve hizmetleri lideri Trend Micro, çeşitli mobil platformları kurumların kullanım ihtiyaçlarını karşılama konusunda karşılaştırdığı yeni araştırmasını duyurdu. Altimeter Grup, Bloor Araştırma ve Trend Micro uzmanları tarafından değerlendirilen araştırmanın sonuçları açıkça gösteriyor ki; BlackBerry 7.0 araştırmacılardan en yüksek puanı aldı. Kurumsal müşterilerin ihtiyaçlarını karşılamak konusunda Apple iOS5, Windows Phone 7.5 ve Google Android 2.3 sıralaması oluştu.
Bulgulardan öne çıkanlar
Platformların her biri gömülü güvenlik, uygulama güvenliği, kimlik doğrulama, cihaz temizleme, cihaz güvenlik duvarı, sanallaştırma ve pek çok başka faktörün kombinasyonuna göre puanlandırıldı. BlackBerry bu değerlendirmede en yüksek ortalama puanı (2.89) aldı. Onu iOS (1.7), Windows Phone (1.61) ve Android (1.37) takip etti.
Bulgular aşağıdaki gibi sıralandı:
BlackBerry – Araştırmacılar, kurumsal seviyede güvenlik ve yönetilebilirliğin, bu platfomu en zor mobil roller için bile tercih edilir hale getirdiği şeklinde yorumda bulundu. Bununla birlikte BlackBerry, Kurumsal Sunucu (BES) üzerinden erişilebilir ya da uygulanabilir olan pek çok özellik ve koruma, BlackBerry İnternet Hizmetleri (BIS) ile kullanıcı onaylı cihazlarda bulunmuyor. Aslında, cihazdaki şifre korumasının kaldırılması gibi yüksek risk taşıyan aktiviteleri kısıtlayan en güçlü özelliklerin bazıları, eğer kullanıcı cihazı BES üzerinden onaylamıyorsa pasif hale getirilebiliyor.
Apple – iOS uygulama mimarisi doğal olarak kullanıcılara yükseltilmiş güvenlik sağlıyor, çünkü bütün uygulamalar bir hafıza ortamında “ayrıştırılarak” koruma altına alınıyor. iOS’ta güvenlik iPhone ve iPad’in fiziksel özelliklerine kadar genişletilmiş durumda. Bu cihazlara kullanıcılar için ayrı bir seviyede güvenlik ihtiyacı doğuran harici depolama cihazları bağlamanın bile hiçbir yolu bulunmuyor. Ayrıca Apple, Blackberry’e kıyasla BT yöneticilerinin cihaz üzerinde tamamen kontrol sağlaması nedeniyle tercih edilebilir duruyor. Zira BT bölümleri iOS’lardaki öğeleri ayarlamak için kullanıcının onayını alması gerekiyor.
Windows Phone – Microsoft geçmişten dersini almış ve bu doğrultuda Windows Phone ile makul derecede sağlıklı ve güvenli bir akıllı telefon işletim sistemi tasarlamış. İşletim sistemi ayrıştırma süreçlerini tasarlamak için öncelikler ve ayırma teknikleri kullanıyor. Sandbox’lar ile oluşturulan “sınırlar”, sınırları belirlenmiş bir alana işletim sisteminin ulaşabileceği sistem özelliklerinin belirlenmesini belirleyen kurum politikasını temel alıyor.
Android – Android işletim sisteminin çok yeni sürümleri (4.x) olmasına rağmen, 2.x sürümü hâlâ eski ve yeni telefonlarda popülerliğini koruyor. Bu durum güvenlik riskini de kendi içinde barındırıyor. Zira, işletim sistemi için gerçekleştirilen güncellemelerin bir anlamı bulunmuyor ve birçok kullanıcı kritik açıklar nedeniyle bilinmeyen bir süre boyunca korumasız kalıyor. Olumlu yönüne bakılırsa bu ayrıcalıklı bir işletim sistemi ve uygulamalar onay olmadan ağa bağlanamıyor. Uygulamalar kendi sandbox korumasıyla çevreleniyor ve izinler her uygulama özelinde kullanıcı tarafından belirleniyor. Ne yazık ki, son kullanıcılar izin istenen diyalog kutusunu yeterince dikkatli okumuyor. İzin bir kez verildiğinde uygulama istediklerini gerçekleştirebiliyor.
Çalıştığı güvenlik insanlarının, çalışanların kendi cihazlarını iş için de kullanması (consumerization) ve bu cihazların hızla adapte olmasından endişe duyduğunu dile getiren Bloor Araştırma Güvenlik Uygulama Lideri Nigel Stanley, “Teknik zorluklar bir yana, şirketlerin mobil cihazlarına güvenlik politikaları belirlemeleri ve kullanıcı eğitimini desteklemelerinin önemini anlamaları gerekiyor” dedi.
Trend Micro CTO’su ve raporu hazırlayanlardan biri olan Raimund Genes, “Hızla artan ve durdurulamayan kendi cihazını yanında getir (BYOD) ve consumerization furyasıyla, her mobil cihaz işe risk getiriyor. Bu sonuçlarda ilginç olansa, bazı mobil platformlar kurumsal çizgide oldukça dönüşüm göstermişken, hâlâ güçlü bir ‘tüketici pazarlama’ kalıntısı bazı çeyreklerde karşımıza çıkıyor ve bu durum kurumsal alandaki çalışma sürecini olumsuz etkiliyor. Sahiden de, raporda incelediğimiz bazı niteliklerin hâlâ kesin olarak ‘kurumlara hazır olmadığı’ görülüyor” yorumunda bulundu.
Raporun tamamına http://bit.ly/I7Zla6 adresinden ulaşabilirsiniz.