İlk e-posta 1971 yılında gönderildi. İlk atılan e-posta, ilk e-posta yazılımını geliştiren Ray Tomlinson tarafından ARPANET (İnternet’in atası) ile gönderilmiştir.
İlk e-posta mesaj içeriğinin ise anlamsız tuş kombinasyonlarından oluşturulduğunu söyleyebiliriz. Nedendir bilinmez ama sistemin çalışması test edilirken Q, W, E, R, T… harflerine basılarak göndermişler.
İlk e-postanın üzerinden tam 46 yıl geçti.
Ancak halen daha e-posta göndermeyi öğrenemedik. Dijital dünyanın en önemli iletişim araçlarından biri olan e-postayı icat edeli 46 yıl geçmesine rağmen, 46 yıl önceki teknolojiyi bugün yüzlerce kat daha da geliştirmişken e-posta göndermeyi beceremeyen, anlamayan hatta e-posta iletişiminin nelere mal olabileceğini aklının ucundan bile geçirmeyen değerli kafe, restoran, kobi… çalışanlarına seslenmek istedim.
E-posta’da birkaç temel özellik vardır!
- To: Göndereceğiniz kişinin e-posta adresi yazılır!
- Cc: Haberdar olması gereken kişinin e-posta adresi yazılır. Bilgi amaçlıdır.
- Bcc: Gönderdiğiniz kişi ya da kişilerin haberi olmaz ve gizli bir muhattaptır!
- Subject: Konu başlığı yazılır!
- Message: Mesajın içeriği yazılır.
Bu işlemler aslında temel olmakla beraber önemlidir! Buraya kadar herkes bu konulardan haberdardır ve sizleri sıkmamak için daha fazla detaya girmiyorum.
Gelelim konumuza!
Çalıştığınız şirketin yakınlarındaki restoran ve kafelere sıklıkla giderseniz, bir süre sonra sizden e-posta adresinizi “günün menüsünü” göndermek için isteyebilirler.
Gayet de güzel bir iletişim yoludur kafeler ve restoranlar için! Kazan, kazan modeli uygulanır. Daha öğle saati gelmeden size öğlen menüsü hakkında bilgi gelir. İsterseniz gidersiniz ya da menüyü beğenmez başka bir yere bakarsınız. Vakit kaybetmezsiniz. Kafe veya restoran tarafında da etkili bir iletişim modeli uygulanmış olur. İnsanlara sürekli kendinizi hatırlatmakla beraber müşteri potansiyelinizde süreklilik sağlayabilirsiniz.
Ancak bazı restoran ve kafe çalışanları -ki genelde bunlar müdür veya sahipleri olur. E-posta göndermeyi beceremezler! Aslında sorsanız….. “Ne var ki? Şuraya adresini yazıyorsun göndere basıyorsun” diyerek geçiştirseler dahi TO, CC ve BCC‘nin ne anlama geldiğinden bi haber bir şekilde e-posta gönderirler.
Geçenlerde sürekli gittiğimiz restoran bizden e-posta adresi istedi. Doğal olarak da verdik. Hani dedim ya kazan, kazan modeli… Eyvallah…
Ertesi gün bir e-posta geldi.
Ama ya Rabbim! Nasıl bir şey öyle!
Yemek menüsü değil, spam menüsü resmen.
Kopyala, kopyala bas spamı!
Adamın var 600 tane müşterisi… Hepsini koymuş e-postanın “to” kısmına basmış günün menüsünü göndermiş! “Şu adamlara hatırlatın da bir e-posta nasıl gönderilir öğretelim” diye hayıflandım şirkette! Hepsi kurum e-posta adresi ve içinde CEO da var SEO da…
Velhasıl kelam, o gün gitmedik restorana…
Ertesi gün bir e-posta daha bildiğin 600 kurum e-postası “to” ya yapıştırılmış “günün menüsüyle” “spam menüsü” arasında gidip geliyor.
İçimden bir ses!
Bu e-postaya bir müşteri “cevapla” yazıp küfür etse… derken bir e-posta daha düştü e-mail kutuma! 600 kişiye “to” hanesinde gönderilmiş e-postaya tümüne yanıtla yaparak, gelmişti! Ekte de 3 tane 4’er MB büyüklüğünde cep telefonuyla çekilmiş resimler…
Not: Bazı kısımları sansürledim…
MERHABA ……….. HANIM!!!!
Her zaman size gelip öğle saati yemeğini veya fazla vaktim olmadığında da ………… giderdim. …… tarihinde yapılan davranışı esefle kınadığımı belirterek her zaman ben tek ………… ………………. ……….. garsonunuz ……….. getirip sonra ………… tek ödeme yapıp çıkardım fakat bugün …………….. tl aldınız…… her zaman almadığınız …………… bugün ücret aldınız ben yeni yıl sonrası da geldim gene aynı tarz rutin …………………… ……………….bana mı? değişiklik yapıp ücret politikanızı değiştirdiniz. ………….. parasında değilim fakat benim gibi sürekli gelip az da olsa tanıdığım insanlara ……..tl ye 3+1 yani 3 çeşit yemek + salata ya ücret alıp üstüne bedava …………. bile tanık olurken……….
Bundan sonrasına hiç gerek yok. Anlaşılan o ki fena sinirlendirmişler müşterilerinden birini! E-postanın sonuna da not eklemiş “sizi tüm tanıdıklarıma ve dostlarıma deşifre edeceğim”… Deşifre edecek bir şey kalmadı ki? Basmışsın adamın tüm müşterilerine…
Demekki kazan, kazan modeli bir anda tersine dönebiliyor! Demekki kaş yapayım derken göz çıkardınız.
Elbette olacağı da buydu! Bu e-posta 600 kurum çalışanına “to” yapılarak gönderilirse, canını sıktığınız müşteri de repy to all yaparak 600 müşteriniz görecek bir şekilde çemkirebilir…
Evet 600 çalışan oradaki bir hatayı / sorunu (belki bilerek, belki bilmeden…) müşteriye karşı yapılan davranışı okudu! Bu 600 kurum çalışanı kafenin sürekli gelip giden müşterileriydi. Açıkçası benim biraz canım sıkıldı ve benim gibi düşünen birçok insan da olabileceğini düşünün!
Yeme, içme sektörü biraz riskli bir sektördür. Öyle herkesi tatmin edemezsiniz. Yemekleriniz, içecekleriniz ne kadar güzel olursa olsun müşterinin biri çıkıp itiraz edebilir veya cingar çıkarabilir. Hele ki haklıysa! İşte o zaman canınız çok sıkılabilir. Bunu çözmenin birçok yolu vardır. Ancak müşteri ile baş başa, en fazla 3-5 kişinin duyabileceği veya görebileceği bir şekilde minimum ziyanla düzeltebilirsiniz.
Böyle bir risk varken!
Hele ki bu kriz e-posta üzerinden gerçekleşirse? Üstelik kendi ellerinizle yazdığınız 600 adet sürekli müşterinizin kişisel veya iş bilgisayarlarına düşerse?
Kaş yapayım derken, kafa kırmak olur bu, göz çıkarmak da değil!
Neymiş efendim?
Müşterilerinize e-posta gönderirken BCC iletişimi unutmamak, bilmiyorsak öğrenmek, hatta gerekirse herkese tek tek e-posta gönderilerek iletişim kurmak gerekiyormuş… Hem spamcılara karşı bizlerin e-postasını korur, hem de kriz anında minimum zararla kapatırsınız.
Sorunun temelinde ise BCC ve CC’nin ne olduğunu bilmemek yatıyor.
Düşünün şimdi bu restoranın adını kapatmasaydım, olayı aynen bu blog yazısına yazsaydım? Üstelik yerel değil, zincir bir restoransa bu… Biliyor musunuz? Bu yazı yüzbinlerce kişi tarafından okunacak…