Devir teknoloji devri ve artık bütün iletişim metotları teknoloji sayesinde müthiş bir şekilde gelişmeye devam ediyor. Ülkeler ise teknolojinin bu nimetlerinden her şekilde faydalanmaya çalışıyor. Bu ülkelerden biri de İngiltere. İngiliz istihbaratı artık her şeyi dinleyecek.
İngiltere’de hükümet, istihbarat servislerinin ülke içerisinde halkın güvenliği için herkesin elektronik postalarını, telefon görüşmelerini, cep telefonu mesajlarını ve hatta internet üzerinde yaptıkları arama sonuçlarını dahi izlemesine imkan verecek bir yasa tasarısını kabul etmek için çalışıyor.
Hazırlanan bu tasarı eğer onaylanırsa hükumetin herkesin iletişimi dinlemesi resmileşecek. Hükumet bunun halkın ve devletin sağlığı için olduğunu belirtse de, her ne kadar da terörle mücadele için kullanacaklarını söyleseler de hükümet içinden de dahi çatlak sesler çıkmaya başlamış.
Hani özgürdük?
İnternet dünyasına adım atan herkes özgür olduğunu, sosyal medya içerisinde dilediğince hareket edebileceğini, istediğine küfür edip, istemediğine saldıracağını sanıyor. Öyle bir dünyada yaşadığını zanneden bizler, etrafımızda bizleri kontrol etmek, dinlemek ve hatta yönlendirmek isteyenlerin farkında bile değiliz.
Son zamanlarda popüler hale gelen sosyal ağlar ve sosyal medya beraberinde ülkeler için tehditleri de ortaya koymakta. Bunlardan bir tanesi de hepimizin bildiği gibi Anonymous hareketi…
Ülkeler, gerek askeri, gerek devlet, gerekse de savunma ve halkları için tüm iletişimlerini internet dünyası ve benzer teknolojiler üzerinde kurmakta. İnternet üzerinden gelen veya gelebilecek bir çok saldırı maalesef ki topla, tüfekle verilemeyecek kadar büyük zararlar doğurabiliyor.
Bir benzerini İran’da görmüştük…
İran nükleer santrallerindeki bilgisayarlara bulaşan Stuxnet isimli bir virüs büyük bir tehlikeyi de beraberinde getirmişti. Düşünsenize bir virüs yazıyorlar ve nükleer santrallerinizdeki bilgisayarlara bulaştırıyorlar. Virüs bu santralin işleyişini bozmakla kalmıyor, nükleer reaktörlere etki dahi edebiliyor. Hatta bir sonraki adımda büyük nükleer felaketlere doğru gidebilirdi… İran’a ne bir bomba attılar, ne bir kurşun sıktılar… Sadece bir virüs bulaştırdılar.
Örnekler artırılabilir. Konuyu dağıtmadan İngiltere’ye dönelim. BBC Türkiye’de yayınlanan haberi seyrederseniz ayrıntıları görebilirsiniz.
Ne sandınız? Toz pembe sosyal medya üzerinde dilediğince özgür olabileceğinizi mi?
Yok böyle bir dünya. Kim ne derse desin, ne kadar çok bağırırsak bağıralım devletler “kendi güvenliklerini sağlamak ve terör saldırılarına karşı koymak için” adı altında tüm iletişim ağlarını kontrol etmek, dinlemek ve hatta sosyal ağlar üzerinde etkili olmak için bir nevi savaş vermekteler.
Her geçen gün yeni bir ülkenin bu tarz dinlemeler için kanun çıkarttığını görüyoruz…
Halbuki seçimlerden önce halkın hak ve özgürlükleri için çalışacaklarını belirtip, özgürlüklerin önündeki engelleri kaldırmak istediklerini söyleyen İngiliz hükumeti, şimdi tam tersini yapıyor.
Aynı yasa ülkemizde olsaydı?
Sanırım kıyameti koparırdık. İran’mı olacağız? Soruları beraberinde gelir sonra da sokaklara dökülürdük. İran bunu yaparken de aynı bahanenin altına saklanmıştı. Şu an İngiltere’de de aynı durum gerçekleşiyor.
Aha! İngiltere, İran oldu!
Sivil toplum örgütleri bu tasarıya karşı seslerini yükseltirken hükumet içerisinden de bu tasarıya karşı yükselen sesler var. Bir tarafta hükumet, halk için güvenlik birimlerinin ve polisin görevini daha iyi yaparak terör suçlarının önüne geçmeye çalışacaklarını belirtiyor. Diğer tarafta ise sivil toplum kuruluşları halk için özgürlük sloganları atıyor. Hatta bu yasanın belirli sınırlamalar altında hayata geçirilmesine destek veren gruplar da var.
Teknolojik olarak mümkün. Fakat maliyeti yüksek…
Ülke içerisindeki tüm iletişim kaynaklarının, e-postasından, sms mesajına, telefon kaydına ve hatta sosyal ağlar üzerinde gönderilen post ve mesajlara kadar okunması ve incelenmesi mümkün. Fakat bu sistemin maliyeti hükümetlere pahalıya çıkacaktır. Demek ki o kadar büyük bir maliyet bu konuyu bir kenara atamıyor ve çok önemli!
Nasıl ki sosyal medya üzerinde Markalar haklarında yazılanları dinlemek, öğrenmek, kendilerini geliştirmek ve müşterilerine daha iyi hizmet verebilmek için Alterian, Somedya ve Radian6 gibi araçları kullanıyorsa, devletler de bu iletişim araçlarını dinleyerek kendi güvenliklerini korumaya ve halka daha iyi hizmet vermeyi düşünüyor. (istisnalar kaideyi bozmaz) Hatta hükümetler bunu bir adım daha yukarı taşıyarak, özel mesajların, kişiler arasındaki özel görüşmelerin, smslerin, e-postaların hatta arama motorlarında yapılan aramaların bile izlenilmesini istemekteler.
Yasa çıkmazsa ne olur?
Bence her ülke bu tarz bir yasa çıkarmak için uğraş verecektir. Onların toz pembe insan hakları yalanlarına, özgürlük vaatlerine kanmamak gerek. Onlar da elbet ki güvenlikleri için savaş verecekler. Bu savaşta açılan yeni bir cephe de teknoloji olacaktır. Bu yeni cepheye karşı savunmasız kalamazlar.
Artık top, kurşun, silah, füze veya uçak gerekmiyor. Twitter ve Facebook gibi platformları yönetmek, izlemek, dinlemek ve yönlendirmek onlara çok daha fazlasını kazandırabilmekte.
Bu platform sahipleri de devletlerden gelen bu talepleri paşa paşa kabul edip ellerindeki dataları teslim ediyorlar. Tasarı çıkmazsa ne olacak? Tahminimce bu işi gayri resmi yapacaklardır. Sanmıyorum ki Amerika, Fransa, İngiltere gibi devletler “Aaa bak yeterli oyu alamadık yasa çıkmadı, dinleyemeyeceğiz, tühhhh” diyerek vazgeçsinler…
Zaten yapıyorlardı. Şimdi bunu legal bir hale getirmek istiyorlar.
Ne yani ben şimdi Facebook’tan sövemeyecek miyim?
Sokakta sövebiliyor muydun? Polis yoksa bir köşede kendi kendine sövüyordun. Şimdi polis Twitter, Facebook, Gmail, Hotmail ve bunlar gibi diğer platformlar. Yetkililere ne yazdığını, kime mesaj attığını anında teslim ediyorlar!
TC Kimliğini ben sorsam vermezsin, ama doğum tarihini, cep telefonunu, adresini alıp Facebook’a veriyorsun. O da onu hack edenlerle (istemeden), markalarla (isteyerek), hükumetler ve istihbarat örgütleri ile paylaşıyor. Elbette ki yeni dünyada, yeni teknolojilerin karşımıza getirdiği sosyal medya da bu bilgilere ulaşmak bizlerin Facebook’a doğum gününü ekleme gayretleri ile çok daha kolay ve hızlı bir hale geldi.
Öyle toz pembe özgürlük yok kardeşim…