Tarihi kaynaklara göre Pendik M.Ö 5000’lerden beri yerleşim alanı. İstanbul Boğazı ile Sakarya nehri arasındaki bölgenin jeopolitik ve jeostratejik özelliği sebebiyle çok sık el değiştirmesi dolayısıyla, bu bölgede bulunan Pendik de çok farklı milletler tarafından ele geçirildi. M.Ö 1200’lerde bu bölgede Makedonyalılar‘ın olduğu, MÖ. 8. Yüzyılda Roma İmparatorluğu‘nun, daha sonra da Bizanslıların egemenligi ele geçirdigi biliniyor.
Bizans döneminde Pantikion ya da Pentikion adıyla anılan yer bugünkü Pendik civarıydı. Bilinen en eski adı Pantikapion ve Pantikapeum. Pendik’e Roma döneminde Panticio, Pantecio, Panticia deniyordu. Bizans döneminde kullanılan Pantecion (Pantiki) ismi “her tarafı surlarla çevrili” anlamına gelir. Çoğu kaynaklar Pendik kelimesinin duvar anlamına geldiğini ve İstanbul’a egemen olan devlet ya da hükümetlerin doğudan gelecek saldınları önlemek için burayı bir savunma hattı olarak kullandıklarını kaydederler.
Bazı kaynaklara göre Pendik “beş burun” anlamını taşır. Ural dağlarından gelip bu bölgeye yerleşenlerin Farsça beş köy anlamında “Pench – deh” ismini kullandığı söylenir. Pendik tarih öncesi çağa kadar uzanan eski bir tarihe sahip. Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerinin çok öncesinde de bir çok medeniyete beşiklik yapmış olan Pendik, eski bir yerleşim ve uğrak yeri. Frigler‘in Anadolu’ya yerleşmeleri ve Frigya Devleti kurma sürecinde İstanbul Boğazı ile Sakarya nehri arasındaki bölgeye yerleştiklerinde, Friglerin bir kolu olan Bebrikler bu bölgeye Bebrikya dediler.
Türklerin eline Orhan Bey döneminde geçiyor
Mö. 650 yılında bu bölgeye yerleşen ve buraya Bitinia adını veren Bitinler, MÖ. 6. Yüzyıl ortalarında Anadolu’ya hakim olmak isteyen Persler‘in egemenliğini tanıdılar. Roma ancak MÖ. 85 yılında Anadolu’ya Kalkhedon’a (Kadıköy) ayak basarak, MÖ. 74 yılında Pendik’in de bağlı olduğu Bitinya’yı hakimiyetine geçirdi. Bizans hakimiyeti döneminde General Belisarios, Pendik’te yaptırdığı sarayında yaşadı.
Pendik Got‘ların Nikomedia (İzmit) ve İranlı‘ların Kadıköy’e yaptığı seferlerde de uğrak yeri oldu. Pendik’in müslüman ordularıyla tanışması 668 yılında Süfyan komutasındaki orduların Üsküdar’a kadar ilerledikleri seferle oldu. 1071 Malazgirt Savaşı‘nın ardından Alparslan‘ın kuzeni Kutalmışoglu Süleyman Şah‘ın kuvvetleri 1079 yılında Üsküdar‘a kadar olan bölgeyi ele geçirdi ve Boğaz, Bizans ile Türkler arasında sınır oldu.
Ancak 1204 yılında Haçlı Ordusunun istilası ile bu bölgede Latin Devleti kurulduğunda, Pendik de yıkımdan payını aldı. Pendik 1328 yılında Orhan Bey döneminde Samandıra ve Aydos kalelerinin alınması sonucu Osmanlı yönetimine geçti. Daha sonra bir kaç kez İstanubul’un Anadolu yakası Bizans yönetimine geçmiş olsa da, Fatih Sultan Mehmet‘in İstanbul’u fethiyle birlikte Pendik de Osmanlı’nın hakimiyetine bir daha el değiştirmemek üzere girdi.
Pendik’te yapılan kazılarda lonik stilde bir kolon, çok sayıda mezar ve Roma döneminde yapılmış hisar temelleri bulundu. Pendik Osmanlı idari yapısı içinde önceleri bir “karye” idi. Üsküdar Mutasarrıflığı Adalar Nahiyesi’ne bağlı bir köy yerleşmesiydi. Bu dönemde Rum, Ermeni ve Müslüman unsurların bir arada yaşadıkları ve daha çok sebze – meyve üreticiliği, balıkçılık ve zeytin yetiştiriciliği ile uğraşılan şirin bir yerleşim yeri olduğu biliniyor. Pendik, ilki 1798’de olmak üzere üç kez yandı. 1889’daki yangında 1200 hane yok oldu. Birinci dünya savaşı sonrasında İtilaf Devletlerinin İstanbul’u işgalinden Pendik de nasibini aldı, İngilizler Büyükdere yakınında bir karakol kurdular. 2 Ekim 1923 günü işgal kuvvetlerinin İstanbul’u terk etmesiyle Pendik’teki karakol da boşaltıldı.
ingilizcesi yokmu bunun
Pendiğin Efsanesi olarak.TEBRIK EDERİM.ilgilerinize bilgilerinize Saygılarımı sunarım..