Bilgisayar çağında yaşıyoruz. Artık yaşantımız bilgisayarlar tarafından izleniyor, analiz ediliyor ve hatta yorumlanıyor. Bilgisayarlar devletlerden tutun da, sokaktaki insana kadar herkesin vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Giyilebilir teknolojilerin hayatımız girdiği şu dönemde…
BMV, Volvo, Mercedes ve Google gibi sektör devleri sürücüsüz araçlar için çalışmalarını bizlere tanıtmaya başladılar. Sürücüsüz araçlar üzerindeki çalışmalar devam ederken, diğer bir yandan da beraberinde bazı soruları getiriyor.
Güvenlik?
Trafikte biz Türkler sürücüsüz araçları görünce büyük ihtimal ilk olarak…
“Lan şunun üstüne kırsan direksiyonu? Bakalım ne yapacak?”
“Lan şuna bak şuna sürücüsü yok?”
“Tır şoförü sıkıştırdığında tepkisi ne olacak acaba?”
…tepkisini verirdik! Ancak, istihbarat teşkilatlarının kafasında bu sorular yok… Onlar işin terör tarafı ile ilgileniyorlar. FBI ve benzeri teşkilatlar da sürücüsüz araçları yakından takip ediyor. Onlar için de sürücüsüz araçlar birer tehdit olarak görülmekte! Sürücüsüz araç teknolojilerinin insanlığa getireceği faydalar elbette ki sayılamayacak kadar çok!
Bir kere hepsi tüm trafik kurallarına uyacak şekilde yapılıyorlar. Hiçbirinin aşırı hız yapmayacağına da eminiz. Yaya güvenliğinden tutun da diğer araçların haklarına kadar birçok noktada sürücüsüz araçlar insanlık için büyük faydalar getirecektir.
Ancak, onlar birer silah olarak da kullanılabilir mi?
İşte istihbarat teşkilatlarının merak ettiği ve önlem almak istedikleri en önemli konu burada yatıyor!
İki elini direksiyondan çeken, gaza ya da frene basmak zorunda olmayan bir suçlu, arkadan takip eden polis araçlarına daha hedefli silah atışları yapabilir!
Aracın bilgisayar sistemini hackleyerek, kırmızı ışıkta durmadan, son sürat ve emniyetli bir sürüş mümkün olabilir!
En önemlisi de, bu teknoloji ile birlikte CANLI BOMBA terör olayları tarihe karışabilir! Artık sürücüsüz araçları bombayla donatıp, hiç ipucu bırakmadan ya da hiç iz bırakmadan hedefli terör saldırıları gerçekleştirilebilir…
Onlar bu tarz riskleri düşünürken bizler de…
- Direksiyon başında rahatlıkla uyuyabileceğiz
- Dikkatsiz şoför değiliz artık!
- Acemi şoför kalmayacak!
- Polisin ceza yazmasına imkan yok!
- Trafikte yorulmak yok…
…gibi farklı avantajlarını düşünmeye başlayabiliriz. Elbette bunun yanı sıra sürücülü araçların meraklı bakışları ve bu teknolojiye adapte olunana dek, yaşanacak olan sorunlar arasında sayılabilir.
Mesela tır şoförlerini düşünelim… Sollamaya çalışan bir sürücüsüz araca çekici kafasını gösterip, sıkıştırmaya çalışacaklarına eminim! Merak değil mi? Bakalım bilgisayar ne yapacak?
Kırmızı ışıkta beklerken, yeşil yanar yanmaz topuklamayacak olan sürücüsüz araçlara ana avrat söveceklerini de düşünüyorum! Yayalar, karşıdan karşıya geçerken onlara yol veren sürücüsüz araçlara, yol ortasında dikilerek hayranlıkla bakacaklardır…
Önümüzdeki 5-6 yıl içerisinde İngiltere gibi ülkelerde sürücüsüz araçların trafiğe çıkmaya başlayacaklarını düşünüyorum. Ülkemiz için belki alt yapı ve şoför kültürü henüz yeterli olmayabilir. Ancak 10 – 15 yıla kadar ömrümüz yeterse ülkemizde de bu teknolojiyi görmek mümkün!
Diğer bir yandan da Hacker’ların ilgi odakları haline gelecektir.
Onlar da sürücüsüz araçları hacklemek, kontrolü ellerine almak için fırsat kolluyor olacaklardır. Düşünsenize aracınızın kontrolünü ele geçirdiklerini ve bir akıllı telefon kullanarak sizi son sürat başka bir yere gönderdiklerini?
Bundan 130 yıl önce, Alman mühendis Karl Benz‘e “icat edeceğin aracı 100 küsur yıl sonra sürücüsüz kullanabileceğimiz” söyleseydik acaba ne derdi?
Güvenlik sektörüne de belki can gelir? Ne dersiniz?